“İyilik eden mükâfat bekliyorsa tefecidir” demiş üstat Cemil Meriç.
İyilik, hiçbir karşılık beklemeksizin yapılan yardımdır. Tefecilik, parasını maddi ihtiyaçları olan insanlar tarafından işleten insan demektir.
Kuranı Kerim Rahman süresi 60.ayetinde “İyiliğin karşılığı ancak iyiliktir” buyrulmaktadır. İnsanlar yaptığı iyiliği Rabbinden bekler. Bizim burada incelediğimiz İyiliği insandan beklemesi durumudur.
Yine Kuranı Kerim Ali İmran süresi, 9. Ayeti kerimede “Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz. Yoksa sizden ne bir karşılık bekliyoruz ne de bir teşekkür” denmektedir. Allah rızası için yapılan işte karşılık beklenmez.
İyilik yapmanın, karşılığını maddi ya da manevi olarak beklemek, insanın değerlerini ve niyetini sorgulayabilecek bir durumdur. Cemil Meriç’in bu sözü, yapılan iyiliklerin en sıkıntılı en zor durumda dahi bir karşılık beklemeksizin olması gerektiğini açıkça ifade etmekte. Birçok insan yaptıklarını hayatın akışı içerisinde dile getirmese bile, en küçük sıkıntıda hemen yaptıklarını dile getirmektedir. İşte bu maddi manevi tefecilik hükmüne gelmektedir. Oysa gerçekten ve gönülden yapılan iyilikler için “İyilik yapar gibi görünmeyin. İyilik yapın görünmeyin” denmiştir.
Yapılan her iyilik içtenlik ve samimiyetin önemli olduğunu ve bunun maddi bir karşılık beklentisi olmaksızın yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Cemil Meriç’in bu sözü, insanın iyilik yaparken içsel bir motivasyonla hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. İyiliği bir karşılık için yapmak, aslında iyiliğin özünden uzaklaşmaktadır. İnsanın ruhsal zenginliğini ve karakteri yaptığı yardımlar ve iyiliği yansıtır. Bu nedenle maddi bir karşılık beklentisiyle yapılmamalıdır. Yapılan her yardım bir karşılık beklentisiyle yapıldığında, bu aslında bir tür ticari ilişki gibi algılanabilir. İyilik bir beklenti için yapıldı mı özünden koparılmış olur. Bu nedenle, insanları iyilik yapmaya teşvik etmekle birlikte, bu iyiliğin samimi ve içten olması gerektiğini hatırlatır.
Sizlerin affına sığınarak küçük bir örnekleme yapmayı uygun gördüm. Hastalık zamanında insan ilaç kullanır ve maddi tedavi olur. Yapılan yardımlar karşılığı alınan samimi dualar ise manevi rahatsızlıkları giderir. Bir anlamda siz iyilik yaptığınızda beklemeseniz de Rabbim manevi olarak sizi mükâfatlandırır.
İyilik yapmanın temelinde özveri, sevgi ve saygı gibi insanî değerler yatar. Toplumda daha derin ve anlamlı ilişkiler kurabilmek için, iyilik yaparken samimiyet ve içtenlik ön planda olmalıdır. Sadece karşılık beklenmeksizin yapıldığında gerçek değerini bulur iyilik. İnsanların ruhsal gelişimine katkıda bulunur.
Yazının başında yazdığımız Cemil Meriç’in sözü, insanları iyilik yapmaya teşvik ederken, bu iyiliğin kaynağının iç huzuru ve manevi bir Motivasyon olması gerektiğini kısa ve öz olarak anlatmaktadır.
1971 yılında Sakarya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladı. Halkla ilişkiler ve medya mezunu olan Abdülkadir Şen evli ve 2 çocuk babasıdır. 1999 depremi sonrası Beton Santrali Müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. 2007 yılında Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı ( SAKVA)'nda Yönetim Kurulu Üyesi ve idareci olarak bulundu. Seyahat etmeyi seven Abdülkadir Şen’in yaptığı seyahatlerinden derlediği FAS ve BALKANLAR’ı anlattığı yayımlanmış 2 gezi/anı kitabı, Kurtuluş savaşı kahramanlarından Kazım Çavuş'un savaş hatıralarını yazdığı bir kitabı vardır. Sakarya merkezli yayın yapan Zafer Dergisinde ve Yeni Sakarya Gazetesinde yazıları çıkmaktadır. Halen Sakarya ili Adapazarı ilçesinde hayatını sürdürmektedir.