Miladi takvimlerin başlangıcı bir ocak olarak kabul edilir. Hayatın yeşermesi enerjimizin yükselmesi, kan akışının hızlanması ise bahar aylarının başlaması ile tavan yapmaya başlar. İnsanlarda olduğu gibi bitkilerde de akış bahar ile başlıyor. Köklerinden aldıkları suyu, yaprakları ile aldıkları güneşle buluşturuyorlar. Kışın yağan kar ve yağmurun bereketi baharla beraber gün yüzüne çıkmaya başlıyor.
Bahar, sanki yeniden doğuşun ve canlanmanın simgesi oluyor. Her ne kadar bu sene kar görmesek ve soğuk bir kış geçirmesek de baharın gelmesiyle birlikte içimizi sevinçle dolmaya başlıyor.
Her gün işe gidip gelirken gördüğümüz ağaçların yeşerdiğine, çiçek açtığına şahit oluyoruz. Rabbimizin bizi şahit tutarak gösterdiği bu değişim mutluluk ve huzur vermeye başlıyor. Açan her çiçek, her tomurcuk tanesi hayat döngüsünde yeniden bir doğuşun ve yaşamın haberciliğini yapıyor. Daha üç beş hafta öncesine kadar kapalı alanların dışında soğuktan duramıyorken baharla beraber güneşli alanlarda zaman geçirmeye başladık. Uzun bir kış mevsiminin ardından yüzümüzü güneşe döndürüp içimizi de ısıtmaya başladık. Malum güneşle buluşan insanın ruh hali iyileşip mutluluk hormonu salgılarmış. Bahar biraz da hatırlanmanın adıdır. Bir şarkı sözünü hatırlayalım “Baharı bekleyen kumrular gibi sen de beni bekle sakın unutma”
Güneşli havaların başlamasıyla insanın rutininde değişimler yaşanmaya başlıyor. Gündüzlerin uzaması ile güneşli günlerde yürüyüşler, bisikletle dolaşmalar, iş çıkışı açık havada arkadaşlarla çay sohbetleri başlıyor. Her bahar ile hayat yeniden başlıyor. İnsan ve bitkilerdeki değişim yaşam alanlarımıza da sirayet ediyor. Evlerde işyerlerinde yapılan bahar temizlikleri, insanı yaşama ayrı motive ediyor. Baharın tazelenme ve yenilenme enerjisi, insanları kendi yaşamlarında da bir dönüşüm başlatmaya teşvik eder.
Baharın gelmesiyle birlikte doğanın uyanışı, güneşin sıcaklığı, dışarıda yapılan aktiviteler, yeni başlangıçlar ve renklerin canlanması gibi birçok faktör insanın içini sevinçle doldurur. Bahar, umut dolu bir geleceğe adım atmamızı sağlar ve yaşamın güzelliklerini hatırlatır.
İnsanların içi bahar gelirken kıpır kıpır olur çünkü bu mevsim, yeniden doğuşun, yeni başlangıçların ve pozitif değişimlerin zamanıdır. Bahar, insanlara umut mutluluk verir ve ruhlarını yeniler. Haydi, sahil kenarları için programlar yapılsın. Yaylalarda çadır kampları için hazırlıklar başlasın. Seyahat planları için valizler doldurulmaya başlasın. Baharın, içine umut, huzur, heyecan doldurduğu insanlara selam olsun. Hoş geldin bahar.
1971 yılında Sakarya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladı. Halkla ilişkiler ve medya mezunu olan Abdülkadir Şen evli ve 2 çocuk babasıdır. 1999 depremi sonrası Beton Santrali Müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. 2007 yılında Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı ( SAKVA)'nda Yönetim Kurulu Üyesi ve idareci olarak bulundu. Seyahat etmeyi seven Abdülkadir Şen’in yaptığı seyahatlerinden derlediği FAS ve BALKANLAR’ı anlattığı yayımlanmış 2 gezi/anı kitabı, Kurtuluş savaşı kahramanlarından Kazım Çavuş'un savaş hatıralarını yazdığı bir kitabı vardır. Sakarya merkezli yayın yapan Zafer Dergisinde ve Yeni Sakarya Gazetesinde yazıları çıkmaktadır. Halen Sakarya ili Adapazarı ilçesinde hayatını sürdürmektedir.