Hiçbir millet yaşadıklarını unutmamalı. Toplulukların ve milletlerin hafızları vardır. Bu hafızaya sahip çıkmayan milletler geleceğe doğru sağlam adım atamazlar. Yeni nesillere yeni rotalar çizemezler. Tarih ilmi almamış ama tarihe meraklı bir Türk vatandaşı olarak yaşanan zaferleri ve yapılan katliamları öğrenmenin hakkım olduğunu düşünüyorum.
Şanlı tarihimizle gurur duyan bizler ne yaşanan zaferlerden ne de yaşadığımız katliamdan haberdar değiliz.
Neden bunlar bizlere unutturuldu ya da anlatılmadı bilemiyoruz. Son kurduğumuz devletle ve son 100 yıllık tarihi bilelim yeter mantığı kısır düşüncenin ürünü değil midir? Ne yazık ki köklerimizi unutturanlara inat bu kısır düşünceden sıyrılmalı ve tarihimizi araştırmalıyız. Tabi ki son 100 yılda yaşananları çokça konuşup tartışacaz. Ama yüzlerce yıllık geçmişi olan bu milletin sadece bu yüzyıla takılıp kalması büyük haksızlık olur.
Ne kazandığımız zaferlerden haberdarız, ne de milletimize yapılan katliamlardan haberdarız. Varsa yoksa çok yakın tarih. Onu anlatan ders kitapları da tartışmalı.
Daha yakın geçmişe kadar Kut zaferimizden dahi bilgimiz yoktu. İngilizlere yaşattığımız bu hezimeti bize neden unutturdular. Hiç değilse Kut savaşında esir aldığımız İngiliz askerini ve komutanlarına nasıl insanca davrandığımız anlatılmalıydı.
Bununla beraber, Seydibeşir Olayı da bizlere anlatılmalıydı. Hatırlayalım Hicaz-Yemen Cephesi’nde 1918 yılında esir düşen 16. Tümenin 48. Alayındaki Osmanlı askerlerine karşı Seydibeşir Kampı’nda İngilizler tarafından adice bir işkence uygulanmıştır. Temizlik ve mikroptan arındırma adı altında içine bol miktarda krizol maddesi eklenmiş su dolu kazanlara sokulan 15.000 Osmanlı askeri kör edilmişti.
Yine Medine müdafii Fahrettin Paşa ve askerlerinin kahramanca direnişini yakın zamana kadar hiçbir yayın organında ya da ders kitabında göremedik. Hangi zorlukları yaşamışlar ve kutsal topraklarda neler yaşamışlar. Esir olurken dahi gösterdikleri asaleti bilmemiz gerekirdi.
Ceddimizle gurur duyacağımız bir başka zafer de Çirmen zaferidir. Şair yazar Nurullah Genç’in gündeme getirdiği 800 Akıncının 70.000 Sırp ordusunu perişan ettiği Çirmen savaşını anlatmadılar. Ama 300 Spartalıyı öğrettiler. Kendi dedelerinin kahramanlıkları varken Spartalıyı öğrenen gençlere tarih bilinci böyle mi aşılanacak.
Bugünlerde bir başka katliamın yıl dönümü. “TRİPOLİÇE KATLİAMI”.
Bize barbar yaftasını yapıştırmaya çalışan, içleri çürük medeniyet artıklarının ve onların içerdeki uzantılarının gizlemeye çalıştığı büyük katliam.
Varlığından haberdar olmadığımız ve son birkaç yıldır duyduğumuz “Tripoliçe Katliamı” için ne demeliyiz?
Medyamız bu katliamı bugünlerde duyurması lazımdı. Çünkü yapılan toplumsal katliam tam 199 yıl önce Eylül ayında gerçekleşmişti. Bu olay Yunanlar tarafından, Müslüman ve Yahudi halka karşı gerçekleşmiştir. İngiliz tarihçilere göre 10.000 -15.000 kadın, çocuk, yaşlılar başta olmak üzere sivil halk katledilmişti. Yunan komutan Teodoros Kolokotronis ise anılarında 32.000 kişinin katledildiğini yazmış. Böylesi bir katliama maruz kalan bizler, katliamı her yıl anmalı ve yeni nesillere aktarmalıydık. (Lütfen bu büyük ve vahşi katliamla ilgili bilgileri okuyun)
Onlar bunu saklamakta haklı olabilirler de biz niye tarih derslerimizde bu katliamı görmedik.
Gerçek barbarlar, insanlığın yüz karaları, yaptıklarını ustalıkla gizlerken, bizim atalarımıza yapılan bu katliamları bize anlatmadılar ya en çok da ona yanıyorum.
Kalın sağlıcakla…
1971 yılında Sakarya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladı. Halkla ilişkiler ve medya mezunu olan Abdülkadir Şen evli ve 2 çocuk babasıdır. 1999 depremi sonrası Beton Santrali Müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. 2007 yılında Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı ( SAKVA)'nda Yönetim Kurulu Üyesi ve idareci olarak bulundu. Seyahat etmeyi seven Abdülkadir Şen’in yaptığı seyahatlerinden derlediği FAS ve BALKANLAR’ı anlattığı yayımlanmış 2 gezi/anı kitabı, Kurtuluş savaşı kahramanlarından Kazım Çavuş'un savaş hatıralarını yazdığı bir kitabı vardır. Sakarya merkezli yayın yapan Zafer Dergisinde ve Yeni Sakarya Gazetesinde yazıları çıkmaktadır. Halen Sakarya ili Adapazarı ilçesinde hayatını sürdürmektedir.
Ayhan
1 Ekim 2022 at 20:11
Elineze sağlık