Uzunca zamandır kafamı kurcalayan bir kavram var. Tamamen benim tarafımdan uydurulmuş bir şey “Sürdürülebilir Bitiklik”.
Nedir bu “Sürdürülebilir Bitiklik”?
Misal: Sizin bir iş yeriniz var. Bu iş yerinde çeşitli taşeron elemanlar çalıştırıyorsunuz. Bu taşeron elemanlardan birinin yapmış olduğu iş kötü. Kimse bu taşeron elemandan memnun değil. Diğer taşeron işçiler ve size iş yaptıranlar diyor ki “Ey İşveren!” bu taşeron adamı değiştir. İşveren ise tüm bu ikazları duymazdan geliyor. Senelerce birlikte yol aldığı bu taşeron elemanı satmayıp işini eksik de yapsa sahip çıkıyor. Sorsan Ahde Vefa…
İşte bu benim kafama taktığım kavramın ikinci kısmı olan “Bitiklik”.
Örneğimize devam edelim…
Müşteri işverene yaptığı onca ikaza rağmen hiçbir değişiklik olmadığını görünce, işvereni de çok sevmesine rağmen taşeronun bu iş bilmezliğine dayanamayıp başka bir çözüm ortağı buluyor. Yeni gelen işveren ilk olarak şikayetçi olunan bu taşeronla iş yapmayı kesiyor. Ama yeni işveren eski işveren kadar iyi olmadığı için bu bir çözüm olmuyor. Yanında başka problemleri de beraberinde getiriyor. Sonuç olarak iş yaptıranlar yine mutsuz oluyor. Pişmanlık fayda vermese de eski işverene acaba haksızlık mı yaptık diye kendi kendilerine soramadan da edemiyorlar.
İşte buna “Sürdürülebilir Pişmanlık” diyoruz.
Peki bizim kavram “Sürdürülebilir Bitiklik” değil miydi? dediğinizi duyuyorum.
“Sürdürülebilir Pişmanlık” içindeki müşteriler tam da hata yaptıklarını düşünür, tekrar sevdikleri eski işverenine dönmeye karar vermişken bir de bakarlar ki eski işveren o sevilmeyen taşeronu almış başka bir işinde görevlendirmiş. “Yahu başka adam mı yok Allah aşkına!” diye hayıflanıp tekrar eski işverene dönerlerse bu iş bilmezle tekrar muhatap olmak zorunda kalabilecekleri durumu canlarını sıkar.
İşte bu durum da işveren açısından “Sürdürülebilir Bitiklik”tir.
Bu kısır döngüden çıkmanın tek çaresi sevilen işverenin sevilmeyen taşeronu saf dışı bırakmasıdır.
Sürdürülebilir Mutluluklar…
1977 yılında Kastamonu’da dünyaya geldi. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden ve Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünden mezun oldu. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslami Bilimler Anabilim Dalı Kelam Bölümünde Yüksek Lisans yaptı. 2002 yılından beri reklamcılık sektörünün içerisinde yer aldı. Grafik tasarım üzerine uzmanlaştı. Sakarya Üniversitesi’nde Grafik Tasarım, Fotoğrafçılık, Medya Planlama ve Mesleki Bilgisayar Uygulamaları dersleri verdi. Profesyonel anlamda stok fotoğrafçılıkla uğraşmaktadır. Halen bir reklam ajansında grafik tasarım üzerine çalışmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Salih tuncer
24 Ocak 2022 at 16:59
Eline sağlık güzel yazı olmuş