Geçtiğimiz hafta sonu, çocuklarımızı tarihsel değerlerimizle buluşturmak ve tarih şuurunu güçlendirmek amacıyla özel bir gezi düzenledik. Bir otobüs dolusu yetim çocuk ve onların anneleri ile unutulmaz anılarla dolu bir gün geçirmek üzere Söğüt ve Bilecik’e doğru yola çıktık. Her bir ziyaretin, katılımcıların hafızasında silinmez izler bırakacağını daha en başından biliyorduk.
İlk Durak ve İkram: Ali Fuat Paşa
Yolculuğumuzun ilk durağı ve şehrimizin önemli ziyaret noktalarından biri olan Ali Fuat Paşa’nın kabriydi. Burada, geçmişimizin değerli şahsiyetlerinden birini anarak dualar ettik. Sakarya nehri üzerindeki heybetli duruşu bugün dahi devam eden köprü üzerinde toplu fotoğraf çekilmeyi de ihmal etmedik. Tarihi köprünün kenarında çay ve kahvaltı ikramıyla çocukların yüzlerinde tebessümler oluşturdu. Kısa mola, geziye coşkulu bir başlangıç yapmamızı sağladı.
Söğüt’te Tarihin İzinde
Söğüt’e vardığımızda, bölgenin tarih kokan dokusunu adım adım hissettik. İlk olarak Kuyulu Mescit’i ziyaret ettik. Bilindiği gibi Ertuğrul gazi bu bölgeye geldiğinde yapılan ilk mescit burasıydı. Üstelik içerisinde temiz su bulunan bir de kuyu bulunuyor. İsmi de bu yüzden Kuyulu mescit zaten. Kuyulu mescit ziyaretimiz bitmişti ki okunan öğle ezanı İkinci ziyaret noktamız olan Çelebi Sultan Camii’ne bizleri davet etti. Hanımlar ve kız çocuklarımız yönetim kurulu üyemiz olan Nurşen hanımla caminin üst katına çıkarken erkek çocuklarımız ve bizler alt katta namazımızı kıldık. Yılmaz çiğdem hoca burada çocuklara cami hakkında çok güzel bilgiler verdi.
Ardından, tarih boyunca pek çok hikâyeye tanıklık etmiş Kaymakam Çeşmesi’ni gördük ve hakkında bilgiler aldık. Osmanlının son dönemine damgasını vurmuş cennetmekân Abdülhamit hanın yaptırdığı “Abdülhamit idadisi” hatıralarıyla hüzünlendirdi. Söğüt merkezdeki son ziyaret noktamız olan Ertuğrul Gazi Türbesi ziyaretimizin belki de en kayda değer güzelliklerinin yaşandığı dakikalara sahne oldu. Bilindiği gibi türbenin önünde artık tarihi kıyafetleriyle nöbet tutan Alpler var. Belirli saatlerde, belirli ritüellerle yapılan nöbet değişimi bizim orada bulunduğumuz saate denk geldi. Çocuklarımız büyük heyecan ve dikkatle takip ettikleri töreni coşkulu alkışlarıyla taçlandırdılar. Bu arada türbenin hemen önünde tarihi sunum yapan alp kostümü giyen rehber ile çocuklarımız bol bol fotoğraf çekildiler. Bir daha Ertuğrul Gaziyi ziyaret etme niyetimizle söğüt merkezden ayrıldık.
Söğüt’ün 8 km dışında bir tepe üzerinde adeta manevi nöbetçi gibi duran Dursun Fakı Türbesi bizim söğütteki son ziyaret noktamız oldu. Malum Osmanlının kuruluşunda önemli bir alim olan Dursun Fakı’yı ziyaret etmeden geçemezdik. Yüksekçe bir tepedeki Türbenin hemen yanında ailelerimizle güzel bir öğle yemeği yedik. Çocuklarımız Söğüt’ün önemli tarihi yapıları önünde bilgiler alırken hayranlıklarını gizleyemediler. Her bir ziyaret, çocuklarımızın tarihî kişilikler ve olaylar hakkında yeni şeyler öğrenmelerine vesile oldu.
Bilecik ve Şeyh Edebali’nin Hikmeti
Bilecik sınırlarına girilir de Şeyh EDEBALI ziyaret edilmez mi? Kısa bir yolculuğun ardından Bilecik’te Şeyh Edebali’nin manevi huzuruna vardık. Çocuklarımıza bu manevi büyüğümüzü dilimiz döndükçe anlatmaya gayret ettik. Onun öğütleri tarihimizin derin manevi miraslarındadır. EDEBALI türbesinin girişine konuşlandırılmış Osmanlı tarih serüveni fotoğraflar ve farklı görsellerle çocukların oldukça ilgisini çekti. Çocuklar buraları görünce dedelerimizin yaşattıklarıyla övünürken gelecek için hayaller kuramaya başlamışlardı bile.
Burada yapılan ziyaret, çocukların zihinlerinde tarihî bilincin ve değerlerin ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. O güzel mistik alanda ailelerimize ikram ettiğimiz çayların ardından Adapazarı’na doğru yola koyulduk.
Artık hava kararmaya saatlerimiz 19.00 civarını göstermeye başladığında Adapazarı’na varmıştık. Dernek binamızın önüne yanaşan otobüsten inen her çocuğun gözlerindeki parıltı, günün ne kadar verimli geçtiğinin en güzel kanıtıydı. Herkes, geçmişten gelen güçlü bir tarih şuuruyla evine döndü. Çocuklarımız bu gezi ile yalnızca bir gün değil, ömür boyu unutulmayacak hatıralar biriktirirken, tarihi geçmişimizi gözlerinde canlandırmış oldular.
Bu anlamlı yolculuk, geleceğin tarihine ışık tutacak çocuklarımızın hafızalarında yer edindi. Geleceğe umutla bakan gözler, tarihine sahip çıkan bir neslin habercisidir.
Etkinliğinizin önemini ve çocuklar üzerinde bıraktığı etkiyi, çocuklarımızın gözlerindeki parıltıyı görmenizi isterdim. Umarım bu güzelliklere bir sonraki seyahatimizde sizlerde şahitlik edersiniz.
ŞEYH EDEBALI’NIN OSMAN BEY’E NASİHATI
Oğul,
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar
Akşam ezanında ölürler.
Avun oğlum avun,
Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın,
Ama, bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener,
Sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.
Daima sabırlı, sebatlı ve iradına sahip olasın.
Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
Bütün fethedilemeyen gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler,
Ancak senin erdemlerinle
Gün ışığına çıkacaklar.
Ananı-atanı say.
Bereket büyüklerle beraberdir.
Bu dünya inancını kaybedersen
Yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.
Açık sözlü ol.
Her sözü üstüne alma, gördün söyleme, bildin bilme.
Sevildiğin yere sık gidip gelme.
Kalkar itibarın, muhabbet olmaz.
Üç kişiye acı:
Cahiller arasındaki alime,
Zenginken fakir düşene,
Hatırlı iken itibarını kaybedene.
Unutma ki yüksekte yer tutanlar
Aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklı olduğunda mücadeleden korkma.
Bilesin ki atın iyisine doru,
Yiğidin iyisine deli derle
1971 yılında Sakarya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladı. Halkla ilişkiler ve medya mezunu olan Abdülkadir Şen evli ve 2 çocuk babasıdır. 1999 depremi sonrası Beton Santrali Müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. 2007 yılında Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı ( SAKVA)'nda Yönetim Kurulu Üyesi ve idareci olarak bulundu. Seyahat etmeyi seven Abdülkadir Şen’in yaptığı seyahatlerinden derlediği FAS ve BALKANLAR’ı anlattığı yayımlanmış 2 gezi/anı kitabı, Kurtuluş savaşı kahramanlarından Kazım Çavuş'un savaş hatıralarını yazdığı bir kitabı vardır. Sakarya merkezli yayın yapan Zafer Dergisinde ve Yeni Sakarya Gazetesinde yazıları çıkmaktadır. Halen Sakarya ili Adapazarı ilçesinde hayatını sürdürmektedir.