Connect with us

Hi, what are you looking for?

Gezi

Ata Topraklarında Bir Hafta

Büyüklerimizin hatıralarını dinlerken gözlerimin yaşardığı, bir nefeste Makedonya.

Sabiha gökçen hava alanından Pegasus hava yolları ile başladı. Fakat uçakta sanki borçla binmişiz gibi hosteslerin muamelesi ile başladı yolculuğumuz.

Büyük İskender hava alanı olarak adlandırdıkları yere indiğimizde pasaport kontrolleri sırasında sadece Türk vatandaşlarının olduğu uçaktan inen yolcular içinden 15 yolcunun pasaportunu alarak arkada beklemelerini söylediler. Bir saat geçmesine rağmen keyfi bekletmelerinin sebebini sorduğumuzda rutin kontrol diyorlar. Fakat pasaportları kontrol etmek yerine serinlemek için bir yelpaze gibi kullanıyorlar. Buda Türklere karşı ne kadar art niyetli olduklarını ve gerçek tavırlarını ortaya koyuyor. Dakikalarca manasız beklemenin ardından pasaportu vererek “Problem yok, geç” cümlesini duyuyorsunuz.

Hava alanı kapısından çıkışta çok beğendiğim ve kesinlikle her ülkede olması gerekli olarak düşündüğüm hava alanı taksileri dikkatimizi çekti.  Gidilecek her şehrin ya da ilçenin isimlerinin karşısında ücretlerinin yazması pazarlığa kapalı olduğunu gösteriyor. Devletin verdiği fiyatın dışında bir uygulama yapılamıyor ve böylece suiistimaller ortadan kaldırmış oluyor.

 

ARTIK ÜSKÜP’TEYİZ

Skopia (Üsküp) Vardar nehrinin ikiye ayırdığı eski bir Osmanlı şehri. Eski pazarda dolaşırken kendinizi sıcaklığıyla ve özlemleriyle karşılayan ve selamlayan esnaflar farklı  duygulara götürecek sizleri. Vardar Nehri ile ikiye ayrılmış olan şehrin bir tarafı eski Üsküp diğer tarafı yeni Üsküp olarak nitelendiriliyor. Eski Üsküp, şehrin kalesinin etrafında kurulmuş olan yer. O tarafta gezebileceğiniz ve keşfedebileceğiniz birçok yer var. Tarihi Taşköprü’den geçerek kaleye ulaşabilirsiniz. İçini de gezebileceğiniz tarihi kalenin girişi ücretsiz. Harika bir şehir görüntüsüne sahip. Kalenin hemen altında da tarihi çarşı bulunmakta. Bu tarihi çarşıda dükkânların çoğu Türklere ait ve dükkânlarda Türk bayrağı asılı. Çarşının dar ve keyifli sokaklarında gezerken size Türkiye’de popüler olan Türkçe müzikler Dombıra ve bizimkisi bir aşk hikâyesi eşlik ediyor. Bir de dükkânların önünden geçerken çalışanlar hep ‘Buyurun’ diyerek size sesleniyorlar. Bir süre sonra insan ister istemez ‘Türk olduğumu nasıl anlıyorlar?’ diye düşünüyor. İşte tam bu noktada sakın korkmayın. Çünkü Makedonya dilinde ‘Buyurun’ bizdeki ‘Buyurun’ kelimesi ile aynı anlama geliyor.

Osmanlı döneminden kalma Mustafa Paşa Cami, tarihi bölgenin en değerli eserlerinden biri. 1963 yılında meydana gelen depremden nasibini alan cami, TİKA tarafından 5 yıllık bir yenileme çalışması ile yeniden ibadete açılmış. Murat Paşa Cami, Yahya Paşa Cami, İshak Bey Cami ve İsa Bey Cami de Üsküp’ün diğer tarihi camileri arasında görülmeye değer eserler. Diğer Osmanlı eseri olan Davut Paşa Hamamı da İsa Bey Hamamı ile birlikte günümüze kadar gelmeyi başarmış bir yapı olup şu an Ulusal Sanat Galerisi olarak halkın ziyaretine açılmış. Bu güzel sanat galesini gezip görmek bize nasip olmadı. Üsküp’ün tüm doğal güzelliklerini bir arada bulabileceğiniz bir yer de Matka Kanyonu. Sanırız görüntüsünün de etkisinden dolayı Makta, Makedon dilinde ‘Dölyatağı’ anlamına gelmektedir. Bu kanyona Üsküp Merkez’den kalkan toplu taşıma otobüsleri ile 20 – 25 dakikada ulaşabilirsiniz. Ya da taksi ile de gelebilirsiniz. Toplu taşıma ile geldiğiniz zaman son durakta inip yolu takip etmeniz gerekiyor. Yolun sonunda sizi önce harika bir manzara karşılayacak. Sonrasında isterseniz kanyon boyunca patika yolu takip ederek ilerleyebilir isterseniz de kano kiralayarak kanyonun ilerisinde yer alan sarkıt ve dikitlerden oluşan mağaraya ulaşılabilirsiniz. Makedonya Ulusal Müzesi Makedonya’nın en eski müzelerinden biri. Makedonya Arkeoloji Müzesi heybetli ve bembeyaz yapısı ile Vardar Nehri’ni selamlarken, eski Üsküp’ten yeni Üsküp’e geçen Özgürlük Köprüsü’ne de komşuluk etmektedir. Üsküp Yahudi Soykırımı Müzesi de en dikkat çekenler arasında yer almakta. Dönemin soykırımını fotoğraflarla ve haritalarla gözler önüne seren müzeyi ücretsiz olarak gezilebilir.

Ve şehrin kalbinin attığı yer Üsküp Meydanı. Meydanın ortasında şahlanmış atının üstünde büyük İskender’in anıtı bulunmakta. Meydanın dört bir yanında yine devasa anıtlar olup Büyük İskender’in karşısındaki köprüyü geçince tam karşınıza Büyük İskender’in babasının heykeli sizi karşılıyor. Kuş bakışı bakıldığında baba ve oğlunun heykelleri birbirlerinin tam karşısında duruyor. Şehirde (Yeni Üsküp bölgesinde)heykelsiz bir sokak görme şansınız yok gibi. Bu heykelleşme ve yunan mimarisi yapılaşması yeni binalara da sirayet etmiş. Son yıllardaki bu heykelleşme ile Müslüman toplumuna karşı subliminal mesaj veriliyor. TİKA hariç İslami ve Osmanlı eserlerine karşı neredeyse hiçbir ülkenin veya kurumun desteği yok.

Şehirde eğer araba ile geziyorsanız otopark işine çok dikkat edin ve kesinlikle bilen birinden yardım alın. Ortalıkta hiç polis görmezsiniz fakat arabaları hemen toplayıp çekiyorlar. Merkeze bedeli 75 EURO.  Arabaya ulaşana kadarda bir 25 EURO harcama yapmanız gerekebilir.

 

HAYATA DAİR GÖZLEMLERİM

Buraya kadar şehri gezdik. Gelelim gerçek hayata. Gözlemlerimiz ve orada yaptığımız sohbetlerde Türkiye’ den okumaya giden öğrencilerimizin davranışları hakkında duyduklarımız bizi biraz üzdü. Öğrencilerimizin giyim tarzları Makedon gençlerden daha uç noktalarda. Oraya gittiklerinde gençlerimizin sözüm ona özgürce yaşamaları ve davranmaları her kesimi rahatsız ediyor. Gece turları esnasında sokaklarda bağıran çağıran kahkahalar atan varsa Türklerden biliyorlar artık. Cami çay ocağında tanıştığımız Arnavut Adnan abinin dediği bu. “Türkiye’ den gelen öğrenciler fena.”

Şunu anladım ki kabahat bizde. Zamanında gitmeliymişim oralara ve oralara neler yapabileceğimizi düşünmeliydim. Kesinlikle çocuklarımızın oraları görmesi ve bilmesi gerekir.

Çalışan halk esnaf işçi ne varsa iş olup olmaması önemli değil saati doldu mu paydos ediyorlar. Çalışan Taksi zor bulabildik. Şehrin yeni tarafında her yüz metrede bir Casino kumarhane var. Makedonlarında bu işlere düşkünlüğü fazla.

 

İLGİNÇ BİR GENÇ İLE TANIŞMA

Adnan abinin Eski Camiinin bahçesindeki çay ocağında otururken orada buluna genç bir delikanlı ve orta yaşlı bir Arnavut abimize de Çay ikramda bulunduk. Bir, iki, üç derken Arnavut abim teşekkür etti ve gitti. Kalan genci masamıza davet ettik. Gayet güler yüzlü her seferinde elini kalbine götürerek teşekkür ve şükür etmesi hoşumuza giden bu genç ile tanışmak istedik. İlk etapta, merakla nereli olduğunu sorduk. İlginç kişiliğe sahip genç gizemli bir ses tonuyla “Sizce” Makedon hayır, Arnavut hayır, Türk hayır, eee nerelisin “Galler” dedi. Hepimiz şok. Herhalde İslamiyet’le müşerref olmuş felan diye düşündük. Ve sorduk Müslüman oldun mu? “hayır” dedi. Bir şok daha yaşıyoruz. “Ben Katolik bir Hristiyan’ım”. Adını sorduk. Kendini Yakup olarak çağırttırıyormuş. Bize “Yahudilerde de Hristiyanlarda da herkes anlıyor” dedi. Türkçe Arnavutça Makedonca Kürtçe öğrenmiş. Türkiye’de gitmediği gezmediği yer yok. Kız arkadaşı Diyarbakırlı. Allah İslamiyet’i nasib etsin dedim, “inşallah” dedi. Makedonya’ da şimdiye kadar en fazla yakınlık sizden hissettim dedi ve müsaade isteyip ayrıldı. O yanımızdan ayrıldı ama bizim kafalarda bir milyon soru işareti kaldı.

 

O TOPRAKLARA ÇOK SEYAHAT ETMELİYİZ

Üsküp’ te tatil için gidecekler fazla tereddüt etmesinler. Oteller gayet ucuz kişi başı 10 EuRO gibi bir bedel tutar. Turist tarifesi yapanlarda yok değil. Yeme içme şehirde çok ucuz diyebiliriz. Meşhur Saray Bosna kebapçısında sabah çorbası tabi ki buzağı etinden. İlk defa böylesine bir lezzetli çorba içeceğinize eminim. KOSMOS köfte kebap salonunda Parmak köfteyi şiddetle tavsiye ederim. Porsiyonunda 12 adet köfte var, bir kişiye fazla geliyor. Ortaya bol peynirli şkopska dedikleri salat kişi başı 350 Dinar tutuyor bizim 117 TL gibi. Güveçte susuz sırf tereyağı ile yapılan kuru fasulyesini yemeyen gittim demesin.  Birde eski pazarı var meşhur gezip görülebilir vakti olanlar, farklı çeşit sebzeler bol.

 

Üsküp teki tarihi yerler.

Vilayet Konağı, Üsküp. Kamusal Yapı

Hüseyin Şah Türbesi, Üsküp. Türbe.

Hüseyin Şah Camii, Üsküp. Tarihi Cami.

Karlı-İli Beyi Mehmet Bey Camii. Tarihi Cami.

Üsküp Kalesi. Kale.

Gazi Baba Türbesi, Üsküp. Türbe.

İshak Bey Türbesi, Üsküp. Türbe.

Kral Kızı Emine Türbesi, Üsküp. Türbe.

 

KÖYÜME GİDİYORUM

Üsküp’ten sonra Köyüm olan Pırlep şehrine bağlı Zitoshe’ ye geçtik. Hani eskiler bilir misafire ve gelene yapılan saygı ve hürmet insanın başını döndürecek kadar fazlasıyla var. Bu duruma küçük çocuklarda dâhil. Dedelerimizden dinlediğim ve her zaman merak ettiğim o Müslüman (Türk) köyleriydi. Makedonya’daki hemen hemen Tüm Müslüman köylerindeki misafire ve Türkiye’den geliyorum dediğindeki o gözlerindeki pırıltı her şeye bedel. Oralarda Türk demek Müslüman demek. Türkiye’den giden imamlara çok iş düşüyor.

 

GÖREVLİ GİDEN İMAMLAR GAYRET ETMELİ

Bir süre önce diyanet teşkilatının Balkanlara görevli imam gönderdiğini hep duyardım. Böyle güzel bir uygulamaya ne kadar sevinsem de oraya gidip görevlerini layıkıyla yapmayan imamları görünce kahroldum. İmamlardan maaşı güzel diye gidenleri bulup değiştirmek gerekli. Çünkü yatmaya fazla alışmışlar.  Tanışmaya gittiğimiz imam efendiyi evinin önünde 25 dakika bekledik de evinden zor çıkarttık. İmam efendi ile sohbet ederken “Çocuklar için ne yapıyorsun etkinlik var mı?” diye soruduğumda bana kıs ve net cevap verdi “yok”. Sonra devam etti. “Ramazanda kuran öğrenmek isteyene öğretiyoruz” sen ekstra bir kazanım için ne yapıyorsun! İçimizi cızlatan cevap geldi koca bir “HİÇ”. Diğer köylerde örneğin benim köyümde imamın parasını köylü yıllık olarak cebinden karşılıyor. Hatta Kanatlar köyündeki imam efendi vakit namazlarına camiye bile gelmiyorlar dediler. Bunca imkan, bunca gayret, bunca beklenti basiretsiz imam efendilerin yüzünden inşallah nakıs kalmaz. Köyün yüzde doksanı Türkçe konuşuyor halkın geneli Bektaşi, ama bizim bildiğimiz fıkralarda geçen sarhoş Bektaşilerden değil.

Köy kahvesinde otururken muhabbetlerinde Devletimize Sn Cumhur başkanımıza çok fazla hürmet saygı ve güvenleri var. Türkiye son 20 yılda çok ilerledi diyorlar. Köyüm ile ilgili yaşlı Veli amcamdan dinlediğim bir anısını paylaşayım sizlerle. “Balkanları kaybettiğimiz zamanlarda büyüklerin deyimiyle, (bizi suyun öbür tarafında bıraktılar). Bulgar ve Yunan çeteler tüm köylere baskınlar düzenlerlerdi. Bizim köye girip kıyım yapmaya geldiklerinde köyün sırtında bulunan tepede 40 asker, bir komutan saldırmak için plan yapıyorlar. Köyün çocuklarından biri bu duruma kulak misafiri olup gizliden köy halkına haber veriyor. Köy halkı silahlarına sarılıp çetecilerin tamamını yok ediyorlar. Tek kaçabilen komutanları yaralı vaziyette. İlerleyen zamanda komutan bu konuyu teyit ediyor”.  Veli amca ”bu yüzden köyümüzü ve buralardaki Müslüman köyleri sevmezler” dedi.

Yukarda sizlere şehirdeki kumarhanelerin çokluğundan söz ettim. Makedonların bu kumara düşkünlüğü hat safhalara ulaşmış. Müslüman kesim bu konulara uzak olduğundan fazla çalışıp bu toprakları almaya devam ediyor. Toprak sahipleri olarak yüzdeyi eşitledik diyorlar.

Makedonların tek çekinceleri Müslüman Nüfusun onları geçmesi. Makedonlarda çocuk sayısı çok az ve evlenmeye eş bulmakta zorlanıyorlar. Geneli çocuk ve eş yerine köpek bakmayı tercih ediyorlar diye dinledim insanlardan.

 

KOSOVA’YA GEÇİYORUZ

Biraz da Kosova’dan söz edeyim. Vaktimizi daha etkin kullanmak için kısa bir Kosova seyahati yaptık. Zaten 2 saatlik bir yol. Kosova hakkında da çok söyleyeceklerim var ama sizi sıkmak istemem. Ancak şimdilik söyleyebileceğim kısa olarak tam bir Amerika eyaleti olmuş. Neredeyse halk bundan gayet memnun. Yavaş yavaş asimile olmuşlar gibi. Gittiğimizde bizi Pırıl pırıl bir şehir etkinlikler festivaller her yer Amerikan bayrakları karşıladı. Her yerde Amerikan askerleri bu durum nasıl düzelir bilemem. Allah uyandırsın İnşallah.

Evet dostlar daha yazılacak çok şey var. Ancak tadımlık bir Makedonya yazısı olarak bu kadarı hatıralar arasında yer alsın.

 

Written By

1969 yılında Sakarya Adapazarı’nda doğdu. İlk öğretimini Donatım İlkokulunda, Orta Öğretimini Atatürk Lisesi orta kısmında. Lise eğitimini Sakarya 2. Endüstri Meslek Lisesi'nde (Elektrik bölümü) tamamladı. Sakarya Üniversitesi Elektrik bölümünü tamamladı. Askerliğini Isparta Komando Eğitim Taburunda Muhabere ve İstikamcı olarak yaptı. Doğu Almanyada üç yıl Simens firmasında fiber haberleşme ve alt yapı hazırlık ekibinde görev yaptı. Devlet hizmetine Anadolu Üniversitesi SKS biriminde memur olarak başladı ve halen Sakarya Üniversitesi Yapı İşleri Teknik Dairesinde görevine devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Click to comment

0 Comments

  1. Abdulkadir Şen

    25 Mayıs 2023 at 07:34

    Gerçekten çok güzel bir seyahat olmuş. Ayhan gül, Seyahati de bizlere naif yazısıyla çok güzel aktarmış.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da ilginizi çekebilir.

Genel

Neşet Ertaş’ın “Yolcu” türküsü, hayat serüveninin sorgulandığı ve bu serüvene dair derin düşüncelerin anlatıldığı, yürek burkan bir türküdür. Türkünün her mısrası, insanın dünyadaki yolculuğuna...

Genel

TEBRİKLER SAKARYA KENT KONSEYİ, TEBRİKLER GENÇLİK MECLİSİ. Sohbetlerimizde her nasılsa yeni neslin durumunu tartışmaya açarız. Bu konuda oldukça mahir olan toplumumuz. Gençleri de hedefe...

Genel

İçerisinde bulunduğumuz mevsim gereği gündemimize giren bir meteorolojik yazı kaleme almak istedik. Ama bizim niyetimiz meteorolojiden haber vermek değil. Bu yazıyı Kar haberlerini menfi yapanlar...

Genel

Çocukluğumdan beri duyduğum “Vefalı ol” cümlesini hep merak ederdim. Ne demekti ki vefa? Aklım biraz ermeye başladığında da “Vefa”nın sevdiğine bağlı kalmak manasını taşıdığını...

Previous Next
Close
Test Caption
Test Description goes like this