Bazı şeyler vardır, bir kere yaptığınızda bir daha yapmak istemezsiniz. Ya da istersiniz, ancak bir sonraki tecrübeniz ilki kadar güzel geçmediği için hayal kırıklığına uğrarsınız. Tecrübe edilmiş bir şeyi tekrar tekrar yaşamak bazen sıkıcı gelir.
Bir arkadaşım, zamanında bir devremülk projesi için şunu söylemişti: “Neden kendimi her senenin aynı günü aynı yere hapsedeyim?” İnsanlar gerçekten tatilde değişik tecrübeler edinmek, etrafı keşfetmek, bilmedikleri şeyleri öğrenmek ve farklı heyecanlar yaşamak istiyor. Bu yüzden de tekrar eden aktiviteler zamanla sıkıcı hale geliyor; aynı şeyi yapmaktansa hiçbir şey yapmamayı tercih ediyorlar.
Seneler önce yaşadığım bir otel faciasının ardından, ailecek “Bundan sonra otellerde tatil yapmak istemiyoruz.” diye bir karar alıp kendimize kamp malzemeleri aldık. Bundan sonra istediğimiz zaman, istediğimiz yerde tatil yapacaktık. Zamandan ve mekândan bağımsız bir şekilde… 40 yaşına kadar hiç kamp tecrübesi olmayan biri olarak böyle bir kararın biraz cahil cesareti olduğunu söyleyebilirsiniz. Aldığım kamp malzemelerinin yetersiz olduğunu ilk tecrübede fark ettim. Sonra eksikleri tamamlamaya başladım. Ve daha fazla eksikleri… Kamp sezonunda marketlerdeki ürünlerin takibini yapmaya başladım. Aman, eksik olmasın, yoksa nasıl kamp yapabilirdik ki? Ancak zamanla şunu fark ettim: Aslında eksik olan hiçbir şey yoktu. Ben kamp yerinde de ev rahatlığını inşa etmeye çalışıyordum. Bunu fark ettiğimde iş işten geçmişti sanki. Artık arabama sığmayan, depolama problemi yaşadığım bir kamp envanterine sahiptim. Yine güzel bir aktiviteyi kendi ellerimle mahvetmeyi başarmıştım sanki.
Zamanla kamp için çevremdekileri davet etmeye başladım. Önce bir iki arkadaş, sonra çocuklar, aileler derken kocaman bir kamp ailesi oluverdik. Malzemelerimin çoğaldığı gibi kamp ailem de çoğalıyordu. Ancak bu çoğalma, malzemelerimde olduğu gibi bana yük ve yorgunluk değil; paylaşma ve mutluluk getiriyordu. İşin içine aile ve çocuklar girince, ister istemez konfor isteği de artıyordu. Bu yüzden yeni yerleri keşfetmek yerine yavaş yavaş imkanları olan güvenli yerleri tercih etmeye başladık. Yeni yer keşfi isteğimiz, yerini yeni kamp lezzetleri keşfetmeye bırakıyordu. Ev rahatlığını aradığım için pişman olduğum malzemelerin, çocuklar ve aileler işin içine girdiğinde aslında hiç de yük olmaması gerektiğini düşünmeye başlamıştım. İyi ki almışım o malzemeleri…
Kamp için hazırlanmak, kamp yerindeki hazırlıklar, kamp sonrası toparlanmalar… Her aşaması bazen birbirinden zor olabiliyor. Ancak her kamp sonrası şu hissiyat hiç değişmiyor: “İyi ki gelmişiz…” Bize bu hissiyatı veren şey, her kampın bize bir şekilde yeni bir tecrübe katması. Bunu bazen bir lezzette, bazen bir bilgide, bazen bir yerde bulabiliyorsunuz. Ama en çok da kamp ailenizle geçirdiğiniz kamp ateşi başındaki sohbetlerde buluyorsunuz.
Yeni kamplarda, yeni tecrübelerde buluşmak üzere…
[g-gallery gid=”966″]
1977 yılında Kastamonu’da dünyaya geldi. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden ve Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünden mezun oldu. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslami Bilimler Anabilim Dalı Kelam Bölümünde Yüksek Lisans yaptı. 2002 yılından beri reklamcılık sektörünün içerisinde yer aldı. Grafik tasarım üzerine uzmanlaştı. Sakarya Üniversitesi’nde Grafik Tasarım, Fotoğrafçılık, Medya Planlama ve Mesleki Bilgisayar Uygulamaları dersleri verdi. Profesyonel anlamda stok fotoğrafçılıkla uğraşmaktadır. Halen bir reklam ajansında grafik tasarım üzerine çalışmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Haluk ERGENE
2 Ağustos 2022 at 10:25
Bir sonraki kampı sabırsızlıkla bekliyorum….