Modern dünyanın bize günümüzde dayattığı önemli bir konu veya konular zinciri var: İklim değişikliği, yeşil çevre, fosil yakıt kullanılmasından vazgeçme, elektrikli araçlara yönelme, yapay zekâ.
Bunları böylece sıralarken her birinin kötü olduğu anlamında sıralamadım.
Ama şunu vurgulamak istiyorum. Siz bir süreci yönetmezseniz, süreç sizi yönetmeye başlıyor.
Doğru yanlış ayrımı yapmadan mevcut durum olarak paylaşıyorum ki, yıllarca nükleer santrallerin çevreye büyük zarar verdiğini söyleyen ve kapatılmasını isteyenler yaşanan enerji krizini çözmek için en kolay çözüm yolu olarak kapatılan nükleer santralleri tekrar devreye alıyor, hatta yenilerinin startını veriyor. Hatta bu durum abartılıyor, şu anda dünyada 33 ülkede 440 nükleer enerji reaktörü faaliyette, 16 ülkede 60 nükleer güç reaktörünün inşaatı sürüyor, geleceğe dönük dünyada 90 yeni nükleer reaktör planlanması yapıldı, ayrıca 300’den fazla reaktör ise öneri safhasında süreçleri devam ediyor. Son 20 yılda 107 reaktör kapatılırken, 100 yeni reaktör faaliyete geçti. Bu bilgileri öğrenince “Hani nükleerden vazgeçiyorduk” denmiyor. Hatta hiç kimse “siz geçmişte söylediklerinizin tam zıddını yapıyorsunuz” demiyor.
Aklıma Hz. Ömer’in cahiliye dönemini tarif ederken o döneme ait hatırladıkça çok güldüğünü söylediği şey geliyor. “Yolculuğa çıkarken yanımıza helvadan yapılmış putlar alırdık, karnımız acıkınca de onları yerdik.”
Gerçekten yaşadığımız bu değil mi? Çok benzemiyor mu?
Süreç tarafından yönetilenler ile süreci yönetenler farkı tam burada ortaya çıkıyor. Mesela Trump, Paris İklim Anlaşması’ndan ülkesinin imzasını çekti, vazifeye geldikten sonra yaptığı ilk faaliyetlerden biri bu, yani bu kadar önemli. Anlaşmaya imza atmış nice ülkenin sera gazı salınımı toplamları, Amerika Birleşik Devletleri’nin sera gazı salınımına yetişemiyor.
Peki, bu anlaşmayla, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uyum ve iklim direncinin artırılması, düşük sera gazı emisyonlu kalkınmanın temin edilmesi ve bir yandan da gıda üretiminin zarar görmemesi hedeflenmiyor muydu? Açıklanan bu hedeften Amerika niye vaz geçti? Var mı bilen?
Yoksa yine para baronları, iş adamları, zengin bazı lobiler bu anlaşmadan olumsuz etkilenmeleri sebebiyle artık Amerika Başkanı’ndan yardım mı istediler? Gerçi artık yeni başkan bu sıfattan daha çok Amerika Patronu daha çok yakışıyor. Çünkü artık bir devlet, köklü kararlarından anlık bir söylemle vaz geçebiliyor. Hani bizde bir Anadolu sorusu var: “Burası Ali babanın çiftliği mi” diye. Demek ki öyle.
Aslında bu tür bir karar sadece Paris İklim anlaşması için değil, Dünya Sağlık Örgütü’nden ayrılma vb. birçok kararda ana eksenden kaymalar var.
Yıllarca ülkemizde alınan radikal değişiklik kararlar eleştirilmişti, ana eksenden kayma endişesiyle, hatta bazıları olayı daha farklı bir yöne taşıyıp sormuşlardı: “Yüzümüzü başka bir yöne mi döndürüyoruz?” diye…
Gördük ki bazen ezber bozmak iyidir. Sizi bağlayan ipleri koparınca gerçek özgürlüğe kavuşursunuz, kimliğinizi ortaya koyma fırsatı bulursunuz.
Bakalım bu yaşananlar Amerika’ya ve dünyaya ne getirip ne götürecek. Ama bilelim ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.
