Connect with us

Hi, what are you looking for?

Genel

Katar, Dünya Kupası Ve Paranın Gücü

Aylardır hazırlık yapılan, merakla beklenen Katar’daki Dünya kupası Arjantin’in şampiyon olmasının ardından sona erdi.

Yaklaşık 12 yıl önce Katar’da yapılmasına karar verilen turnuva için Katar 2022 başlarında tüm hazırlıklarını tam ve eksiksiz olarak bitirmişti. Turnuva öncesi özellikle Avrupalılar bu organizasyonu merakla bekliyorlardı. Acaba Katar bu işi becerebilecek miydi? Eksikler bulunup eleştiriler yapılacak mıydı? Öyle ya Katar bir Ortadoğu ülkesiydi ve bu işin altından nasıl kalkacaktı. Açıkça eleştiri için umutlananlar turnuvanın sonunda pek de istedikleri ortamı bulamamış olacaklar ki, kimse ciddi bir eleştiriyi dile getirmedi.

Katar bu iş için çok ciddi bütçeler ayırarak yaklaşık 300 milyar dolar harcama yapmıştı. Bu para ile birçok ekonomik olarak sömürülen ülke bütçelerini düzeltebilir. Haberlerde duyduğumuz “Afrika’da insanlar açlıktan ölüyor” haberleri ortadan kaldırılabilir. Ama biz işin bu yönü ile ilgilenmeyip biraz pozitif yanlarına bakmaya çalışalım.

Öncelikle güce tapan batı dünyası yine kendisine yakışan gibi davranmış.

Katar organizasyonla ilgili bazı kurallar koymuş. Mesela belli zamanlarda, belirli yerlerde alkol kesinlikle yasaklanmış. Buna bazı ülkeler ses çıkarmaya kalkınca da FIFA Başkanı Gianni Infantino, “Dünya Kupası’nda aldığımız her karar, Katar ve FIFA’nın ortak kararıdır. Şahsen günde 3 saat alkol içemezseniz hayatta kalacağınızı düşünüyorum”

Eğer bu açıklamayı bir Müslüman yapsa kıyamet kopardı. Ama açıklamayı yapan FIFA başkanı bir batılı olunca kimseden ses çıkmıyor.

****

Katar, bir başka yasak daha getirerek maça çıkan takım kaptanlarının kollarında “One Love” yazılı, eşcinsel sapkınlarla dayanışma göstermeyi planladıkları kol bandını takmaları da yasaklandı. Bu yasak ta paranın gücünü arkasına alarak uygulamaya koyuldu. O kol bantları turnuva boyunca takılmadı. Çok da iyi oldu. Oysa Belçika, Danimarka, Fransa, Almanya, İsviçre, Galler ve İngiltere nin kaptanları kol bandında bu yazı ile çıkmak istiyorlardı. Favori olan bu ülkeler hem yasaklara uymak zorunda kaldılar hem de teker teker elenerek kupaya veda ettiler.

——

Ülkesinde bir milyondan fazla futbol izleyicisi ağırlayan Katar güzel uygulamalara devam etmiş.

Her stadın koltuklarına çanta içinde 7 dilde çevrilen Kuran-i Kerim mealleri bırakılmış. Statların içerisinde namaz kılmak için yapılan şeffaf mescitler ile namaza dikkat çekilmiş. En güzel ezan okuyan müezzinler getirilip ezan sesi sevdirilmiş. Böyle güzel uygulamalar neticesinde 2000 den fazla Gayri Müslim İslam’la şereflenmiş.

Ayrıca Londra’da yaşayan ünlü bir Hırvatistanlı futbol taraftarı ilk defa Katar’da taharet musluğu görmüş.

David Vujanic, adındaki taraftar attığı tweet’te taharet musluğunu çok beğendiğini söyleyerek, “Katar’da 1 aydır tuvalet su pompalama şeyini (taharet musluğu) kullanıyorum… İngiltere’de/Avrupa’da sadece tuvalet kâğıdı kullandığımız için kesinlikle dehşete düştüm. Bu şimdiye kadarki en iyi şey adamım” dedi.

Sonraki tweet’inde ise, “Fransa’da bir kere kullanmıştım. İyiydi ama çok büyüktü. Bu ise basit, işlevsel ve yüksek basınçlı ufak bir şey. Kolayca uyarlanabilir. Londra’ya döndüğümde yatırım yapacağım. İfadelerini kullandı.

Yani bir bakıma Katar’da batılılara temizliğin nereden başladığı da öğretilmiş. Bu açıdan bakıldığında kimin daha pis olduğu da ortaya çıkıyor.

Gelelim kupa maçı sonrası Arjantin kaptanı Messi’nin kupayı alırken giydiği yerel kıyafete.

Bize ne oluyorsa İskoç eteği giyilince alkış tutuyoruz ama Katar emirinin giydirdiği geleneksel bir pelerin olan bisht giyerse tenkitler yağdırıyoruz. Üstelik bu tenkit Arjantin’den değil ülkemizden. Vay efendim koskoca Messi niye o kıyafeti giymiş. Sanki onun giydiği kıyafet buradaki efendiyi gerdi. Fe sübhanellah …

Tabi bu yazdığımız pozitif ayrımcılıktaki notlar 300 milyar doları aklayıp üstünü örterek temize çıkarmak değil. Onun üzerine konuşulmaya, yazılmaya başlasak sayfalar yetmez. Ama biraz da olayın güzel yanlarını konuşalım istedim.

Bu arada eğer ekonomik gücünüz varsa batının sizin önünüzde nasıl diz çöktüğüne de dikkat çekmek isterim.

Ümmet ekonomide, siyasette, ticarette bir araya gelebilme becerisini gösterse batıl zihniyetin hayat hakkının olmadığı gün gibi aşikârdır.

Sağlıcakla kalın.

Written By

1971 yılında Sakarya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladı. Halkla ilişkiler ve medya mezunu olan Abdülkadir Şen evli ve 2 çocuk babasıdır. 1999 depremi sonrası Beton Santrali Müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. 2007 yılında Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı ( SAKVA)'nda Yönetim Kurulu Üyesi ve idareci olarak bulundu. Seyahat etmeyi seven Abdülkadir Şen’in yaptığı seyahatlerinden derlediği FAS ve BALKANLAR’ı anlattığı yayımlanmış 2 gezi/anı kitabı, Kurtuluş savaşı kahramanlarından Kazım Çavuş'un savaş hatıralarını yazdığı bir kitabı vardır. Sakarya merkezli yayın yapan Zafer Dergisinde ve Yeni Sakarya Gazetesinde yazıları çıkmaktadır. Halen Sakarya ili Adapazarı ilçesinde hayatını sürdürmektedir.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da ilginizi çekebilir.

Genel

Neşet Ertaş’ın “Yolcu” türküsü, hayat serüveninin sorgulandığı ve bu serüvene dair derin düşüncelerin anlatıldığı, yürek burkan bir türküdür. Türkünün her mısrası, insanın dünyadaki yolculuğuna...

Genel

TEBRİKLER SAKARYA KENT KONSEYİ, TEBRİKLER GENÇLİK MECLİSİ. Sohbetlerimizde her nasılsa yeni neslin durumunu tartışmaya açarız. Bu konuda oldukça mahir olan toplumumuz. Gençleri de hedefe...

Genel

İçerisinde bulunduğumuz mevsim gereği gündemimize giren bir meteorolojik yazı kaleme almak istedik. Ama bizim niyetimiz meteorolojiden haber vermek değil. Bu yazıyı Kar haberlerini menfi yapanlar...

Genel

Çocukluğumdan beri duyduğum “Vefalı ol” cümlesini hep merak ederdim. Ne demekti ki vefa? Aklım biraz ermeye başladığında da “Vefa”nın sevdiğine bağlı kalmak manasını taşıdığını...

Previous Next
Close
Test Caption
Test Description goes like this