Her yıl yaz aylarında dolup taşan Ege ve Akdeniz sahilleri bu yıl beklenen ilgiyi görmeyerek boş kaldı. Günlerdir kamuoyunu meşgul eden “Bu turistler nereye gitti” sorusu cevap bulmaya başladı.
Bilindiği üzere son yıllarda suni fiyat artışları dönem dönem gündeme geliyor. Hatırlanacağı gibi yakın geçmişte patates soğan, ikinci el araç, son olarak da mevsimlik meyve sebzelerin satışa sunulmadan telef edildiği görüntüler oldukça tartışılmıştı. Bazı sosyal medya sitelerinde patates soğan stokçuları görüntülenmişti. Yine satışa hazır durumdaki meyve sebzelerin dökülerek telef edildiği tespit edilmişti. Hatırlamakta fayda var, yine suni bir şekilde şişirilen ikinci el araba fiyatları sıfır araçların aylarca teslim edilememesi sonucu fiyatları yükselmişti. O, vatandaşa yok denilen sıfır araçlar ise farklı otoparklarda ve açık alanlarda görüntülenmişti.
Gelelim boş kalan tatil beldelerine.
Her yaz sezonu tatil beldelerinde turistlere daha şirin gözükmek için yatırımlar yapılır. Hazırlıklar sezon öncesi itina ile tamamlanır. Amaç en iyi hizmet olduğu söylenir. Ama gel gelelim sezon açılmasıyla beraber gelen turistin, maddi olarak canını çıkartmak için her şey yapılır. Sanki görünmez bir el, yaz sezonunda da devreye girerek fahiş fiyat uygulamaya konuluyor.
Konaklamadan, marketlere, lokantalardan cafelere kadar uçuk fiyatlar bu bölgelerden insanları uzaklaştırmaya yetiyor. Bu süreçte ülkede var olan enflasyon ile vatandaşa dayatılan enflasyon arasında bile açık ara fark oluşuyor. Bu da esnafların reel enflasyon haricinde psikolojik enflasyon oluşturduğu gerçeğini ortaya koyuyor.
Bir de alternatif tatil bölgesi olan Yunan adaları son yıllarda vizesiz olunca adalara turist hücumu başladı.
Gerçek şu ki; bölge esnafı kantarın topuzunu fazla kaçırdı. Açıkça itiraf etmek gerekirse aç gözlülük, ahlaki değer kaybımızın artması, çürümeye başlamış toplum ahlakimizi bize bir kez daha gösterdi. Manevi olarak kaybeden bizler, maddi olarak da kaybettiğimizi açıkça görmeye başladık.
Her ne olursa olsun yapılalar karşılığını buluyor. Dün tesislerinde boş yer olmadığını söyleyen işletmeciler bugünün bu sıcak havalara rağmen müşteri bulmakta zorlanıyorlar. Bu durum iyi analiz edilmeli. Bu fahiş fiyat uygulamaları ahlaki bir durum olduğu ve bir toplumsal çürüme içerisinde olduğumuzu net bir şekilde gösteriyor. Ülkede var olan enflasyon turizm bölgesinin çok çok altında seyrediyorsa bölge esnafı kendine hesaba çekmelidir.
Enflasyon iner çıkar ama enflasyon inip çıkarken bizim ahlaki değerlerimizin inip çıkması her birimizin şapkasını önümüze koymalıyız. Yaptıklarımız, yaşantımızı gözden geçirmeli ve kendimize acilen çeki düzen vermeliyiz. Kalın sağlıcakla
1971 yılında Sakarya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladı. Halkla ilişkiler ve medya mezunu olan Abdülkadir Şen evli ve 2 çocuk babasıdır. 1999 depremi sonrası Beton Santrali Müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. 2007 yılında Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı ( SAKVA)'nda Yönetim Kurulu Üyesi ve idareci olarak bulundu. Seyahat etmeyi seven Abdülkadir Şen’in yaptığı seyahatlerinden derlediği FAS ve BALKANLAR’ı anlattığı yayımlanmış 2 gezi/anı kitabı, Kurtuluş savaşı kahramanlarından Kazım Çavuş'un savaş hatıralarını yazdığı bir kitabı vardır. Sakarya merkezli yayın yapan Zafer Dergisinde ve Yeni Sakarya Gazetesinde yazıları çıkmaktadır. Halen Sakarya ili Adapazarı ilçesinde hayatını sürdürmektedir.
Abdulkadir Şen
18 Temmuz 2024 at 12:38
Gerçek tespitler. Fahiş fiyat uygulayarak canımızı acıtan yunan değil bizim vatandaşımız.