Geleneğimizin değişmez parçalarından biri olan ziyaretleşme toplumsal ve kültürel anlamda önemli ve güzel bir davranışımızdır. Özellikle komşular, akrabalar ve dostlar arasında ziyaretleşme Türk kültürünün değişmez bir parçasıdır. Ancak modern yaşam maalesef ziyaretleşme kültürümüzü de elimizden almaya başladı. Elimizden kaçıp giden bu değerli kültür mirasına sahip çıkmalıyız. Hızlı yaşam bu geleneğin son yıllarda azaldığını göstermekte. Birbirimiz ziyaret artık yerini cep telefonu ile haberleşmeye bırakmakta. Son yıllarda yaşadığımız salgın hastalık ziyaretlerimizin eksilmesinde de etkili oldu. Birbirini arayıp soramayanlar hemen salgın hastalığın şemsiyesi altına sığınmaya başladı. Adeta birbirimizden kaçar olduk.
Oysa ziyaretler aile ve dostluk yapılarımıza da katkıda bulunuyor.
Ziyaretleşme ile bir araya geliniyor duygusal bağlar kuvvetlendiriyor, birbirimize destek oluyorduk. Her ziyarette köklü sohbetler ile kültürel değerleri paylaşıp önemli bir sosyal etkinliği de yerine getiriyorduk. Dertlerimizi ve keyifli anlarımızı paylaşarak bir kaynaşma yaşanıyordu.
Geçmişten günümüze ayrılmaz parçalarımız olan bayram ziyaretleri ailelerin bir araya gelerek geçmişi yâd ediyor kırgınlıkları gideriyor ve ilişkilerin tazelenmesine sebep oluyordu. Bayramlar artık tatil günleri haline geldi. Hastalarımız, yaşlılarımız aile büyüklerimiz, ana baba dostları ziyaret ediliyor yeni nesillerle bağlantı kuruluyordu.
Az önce belirttiğim ziyaretleşme eksiğimizin her yıl azalmasında mutlaka salgın hastalığın rolü olmuştur. Fakat hızlı yaşam tempomuz teknolojinin gelişmesi, ziyaretleşme alışkanlığımızın büyük ölçüde kaybolmasına sebep olan nedenlerden biridir. Neredeyse her birimiz ziyaretleşme yerine sosyal medya aracılığıyla bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Sosyal medya aracılığıyla yapılan mesajlaşmayı da sanki ziyaretin yerine koyuyoruz. Yüz yüze yapılan ziyaretin yerini tutmayacağını bildiğimiz halde maalesef devam ettiğimiz bir alışkanlığımız haline geldi.
Oysa karşılıklı oturup içilen bir bardak çayın yapılan sohbetin binde biri sosyal medya aracılığı ile yapılan mesajlaşma ile giderilemez.
Şuna eminiz ki ziyaret toplumsal bağları gerçekten kuvvetlendirmektedir. Geleneksel ziyaretleşme alışkanlıklarının yaşatılması toplumsal dayanışmanın ve kültürel değerlerin geleceğe taşınması açısından büyük önem taşımaktadır. Her yazımızda olduğu gibi bu yazımızda da aslında yazdıklarım ve söylediklerim kendi içinde bulunduğum halimi de anlatmakta. Yakın geçmişe kadar bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır denecek ziyaretlerimiz oluyordu. Bugün artık yok denecek kadar az seyrekleşti.
Unutmayalım ki gelecek nesillere armağan edeceğimiz güzel miraslardan biri de ziyaretleşme kültürümüz olacaktır.
Bugün birçoğu ahirette irtihal eden büyüklerimizin, bizim olduğu kadar imkânları yoktu. Bir yerden diğerine gitmek için bazen bir kaç araç değiştirmek zorunda kalıyorlardı. Ama asla büyüklerini ve sevdiklerini ihmal etmeden ziyaret etmeye devam ediyorlardı.
Daha kenetlenmiş sağlıklı bir toplum için, geleceğimize güzel miras bırakmak için en yakınımızda başlamak üzere ziyaretlere başlamaya ne dersiniz?
1971 yılında Sakarya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladı. Halkla ilişkiler ve medya mezunu olan Abdülkadir Şen evli ve 2 çocuk babasıdır. 1999 depremi sonrası Beton Santrali Müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. 2007 yılında Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı ( SAKVA)'nda Yönetim Kurulu Üyesi ve idareci olarak bulundu. Seyahat etmeyi seven Abdülkadir Şen’in yaptığı seyahatlerinden derlediği FAS ve BALKANLAR’ı anlattığı yayımlanmış 2 gezi/anı kitabı, Kurtuluş savaşı kahramanlarından Kazım Çavuş'un savaş hatıralarını yazdığı bir kitabı vardır. Sakarya merkezli yayın yapan Zafer Dergisinde ve Yeni Sakarya Gazetesinde yazıları çıkmaktadır. Halen Sakarya ili Adapazarı ilçesinde hayatını sürdürmektedir.
SEDAT ÇİFTTUR
16 Eylül 2024 at 19:09
Diline sağlık