Ülkemizde yüzlerce araç marka ve modellerinin ikinci el piyasası oldukça gelişmiş durumda ve ikinci el araçların alım-satım fiyatı ilgililerince % 5’i geçmeyecek bir bantta fiyatı biliniyor. Yakın zamana kadar araç sahibinin aracını satarken aracın model yılı, mevcut km.si, kaza geçmişi gibi unsurlar aracın fiyatını belirlemede yeterli oluyordu. Son dönemde ise araç, bir ekspertiz istasyonuna sokup aracın motorunun verimine kadar detaylı raporlar alınarak alım-satım gerçekleştirilmekte.
Artık yeni satılan araçların altıda birinin elektrikli olduğu bu dönemde, elektrikli araç sahipleri de dijital platformlarda kendi fiyatını belirleyip araçlarını satışa sunuyor. Böylece elektrikli araçlarının ikinci el piyasasında nasıl oturacağı da merak konusu oldu.
Hâlihazırda ülkemizde ikinci el elektrikli araç piyasasını değerlendirelim.
Piyasaya sunulmuş elektrikli araçları şu bağlamda ikiye ayırabiliriz: İlk grup köklü markaların içten yanmalı motorlu ürettiği modellerin dış görünümünü fazla değiştirmeden piyasaya sunduğu araçlar, örneğin Renault Fluence, Toyota Corolla vb. Farklı modelleri içerse de ilk bakışta elektrikli araç olduğu anlaşılmayan Renault Zoe, BMW i3 gibi araçları da birinci grupta düşünebiliriz.
İkinci grup olarak değerlendirebileceğimiz araçlar ise ilk bakışta içten yanmalı araçlara çok benzemeyen, çoğu zaman 2 kişilik küçük modeller içeren araçlar, örneğin Regal Raptor, Volta EV1, Yuki Amy/Hector, RKS A1/M5, Arora S1, XEV Yoyo gibi gibi.
İkinci grupta yer alan araçlar ilk gruba göre piyasada daha ucuza satışa sunuluyor. Fiyatları 110 bin ile 650 bin TL yani güncel kurla 3.900 ile 23.000 USD arasında değişiyor.
İlk gruptaki araçlar ise 450 bin TL’den başlayıp 1.600.000 TL yani güncel kurla 16 ile 55 bin USD arasında değişiyor. Üst segmentte yer aldığını kabul edeceğimiz Porsche Taycan, BMW i7, Tesla Model X gibi araçların fiyatları 15 milyon TL’yi buluyor yani 500 bin USD ‘yi geçiyor.
Gelelim asıl konumuza;
İkinci el piyasasında elektrikli araçların değerini etkileyen faktörler neler? Öncelikle kaza geçmişi her zaman ön planda, bilhassa ağır hasar kayıtlı araçların fiyatı oldukça düşük. Kaza geçmişinde airbag (hava yastığı)açması yanında bataryanın ne kadar zarar gördüğü de ön plana çıkıyor, çünkü aracın en önemli parçası batarya ve bataryanın değeri aracın değerinin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor.
Asıl kritik konu ve tam anlamıyla yeterli bir uzman görüşü oluşturmakta zorlanılan bataryanın sağlığı. İkinci el elektrikli araç alıcıları, aracın batarya sağlığı hususunda tabir-i caizse bir kumar oynuyorlar. Değeri büyük ölçüde bataryanın sürüş menziline ve şarj tutma yeteneğine bağlı olan elektrikli araçlarda kat edilen mesafe ve aracın model yılı, aracın durumu hakkında yeterli bilgiyi sunmuyor.
Aracı kullanan kişinin bataryayı çok sık hızlı şarj etmiş olması, bataryayı dolmak üzereyken sürekli şarj etmesi veya uzun süre tam şarjlı halde bırakması, bataryanın ömrünü kısaltmış olabilir.
Yurtdışında elektrikli araçların ikinci el piyasasındaki geri gidişin sebebi olarak, genellikle bataryanın sağlığı hususundaki bilinmezliklerden kaynaklandığını düşündürüyor. İngiltere’de yüzde 20’nin, Amerika’da % 30’un üzerinde ikinci el elektrikli araç piyasasında gerileme olduğu ifade ediliyor. Şu da bilinmeli ki; ikinci el fiyatlarının düşük kalması sıfır araçların fiyatlarını da düşürür.
Sonuç olarak bataryanın sağlığını bilmek kritik öneme sahip ve bunu belgeleyecek nitelikli kuruluşlar yakın süreçte yoğun bir iş sahasına sahip olacak. Yeni bir sektörde faaliyet göstermek isteyen girişimcilere duyurulur. Gerek uluslararası bir sertifikasyon kuruluşunun Türkiye’de faaliyet göstermesi (mesela bu alanda 60 ülkede faaliyet gösteren Alman sertifikasyon kuruluşu TUV Rheinland), gerekse kendi standartlarını oluşturan girişimciler ikinci el ve dolaylı olarak sıfır km. elektrikli araç piyasasının vazgeçilmezi olacak yakın zamanda.
Sağlıcakla kalın.
Naci İRİS
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.