Bir hayal, bir rüya mı gerçekten?
Bilhassa yeni nesil akıllı cep telefonlarının artık kablodan bağımsız, bir ped üzerinde şarj edilebiliyor olması, normal şartlarda elektrik şebekesinin kablolardan bağımsız hale gelebilir mi sorusunu daha fazla gözümüze sokuyor. Aslında bu kablosuz şarj cihazları, ünitenin üzerine yerleştirildiğinde bir pili şarj ediyor olsa bile, şarj cihazı enerjisini temin ettiği bir prize bağlı olmak zorundadır.
Tabii ki kablosuz elektrik enerjisi iletimi yapılır. Hani bir Amerikan bilmecesi olarak “Dört fil bir otomobile nasıl sığar?” sorusuna “İkisi öne, ikisi arkaya” deyip geçiştirir tarzda bir cevap vermeyeceğim.
Aslında teorik olarak çok kolay. Kablosuz elektrik enerji iletimi, vericiden manyetik alan yoluyla endüktif bir güç (elektromanyetizma) oluşturarak alıcıya aktarmayı hedefler. Aslında birçok alanda kullanılsa da (uydular, radyo frekansı iletimi) sorulan soru olarak baktığımızda elektrik şebekelerinin kaldırılmasına ortam hazırlayacak büyük bir güç aktarımı anlamında mümkün gözükmüyor. Uzun zamandır kullanılan kalp pillerinin vücut içindeyken şarj edilmesi minimal kablosuz elektrik iletimi işlemine örnek gösterilebilir.
Eğer mümkün olsaydı şehir içlerinde havai hat elektrik enerji iletimini yeraltına alıp şehri güzelleştirdiğimiz gibi, kablolamanın hiç yapılmadığı bir yerleşimde daha ferah, daha görsel bir yaşam ortam sağlanmış olurdu. Belki de elektrikli kazaların çıkması engellenmiş olurdu.
Aslında bu bağlamdan konuyu koparırsak elektrik iletiminin yapılmadığı bir yerleşim hayal edebilir miyiz? Kanaatimce bu daha mümkün. Nasıl ki 18. Yüzyılın başlarında Rus Çarı Pedro, Saint Petersburg’u sıfırdan bir şehir oluşturduğu gibi günümüz enerji imkânlarıyla bir şehir kurgulansa ve bu şehirde hiç elektrik kablosunun olmamasını hayal edebiliriz.
Artık günümüz teknolojileriyle mesken/konut bölgelerinde her yapının kendi elektriğini yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edebilmesi gerçekleştirilebilir bir ütopya olduğunu düşünüyorum. Benzer bir durumun enerji yoğun imalatlar içermeyen sanayi bölgelerinde de gerçekleştirmek mümkün. Hatta güneş ve rüzgârdan enerji üretmeye müsait geniş alanların yakınındaki büyük fabrikalarda da aynı teknoloji kullanılabilir.
İnsanoğlunun güneşten, rüzgârdan enerji üretebilmesi, aslında farklı bir bağımsızlık olarak karşımıza da çıkıyor. Hatta elektrikli araçlar için bile bunu hisseden/yaşayan geniş bir kitle oluşmaya başladı. Belki önümüzdeki süreçte elektrikli araç kullanıcıları /sahipleri için sosyolojik araştırmalar gündeme gelecek.
Son olarak Elektromanyetizma ile gerek enerji iletimi, gerekse frekans yayınımının doğurduğu olumsuz sonuçları hatırlatmakta fayda var. Elektromanyetizmanın enerji iletimi için değil ama en güçlü kullanıldığı alanlardan biri olarak hızlı trenlerin hareketinde kullanılması esnasında insan sağlığına olası olumsuz etkilerinin giderilmesi başlı başına çalışılan bir konu.
Bu yazımızla biraz hayal âleminde sürüklenip ayaklarımızı tekrardan zemine değdirdik.
Sağlıcakla kalın.
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.