Son kaynak tedarik tüketim limitlerinin değiştirilmesinin ülkede istikrarsızlığı tanımlayan bir rolü var. Bu yazıları karardan geri dönüleceği düşüncesiyle yazmıyorum. Hangi alanda olursa olsun istikamet/istikrar toplumların mutluluğu için önem arz eder. Evde elektrik kullanacaksınız, ancak tüketirken kullandığınız enerjinin birim karşılığını bilmeyeceksiniz. Belirsizlikler insanı yorar, üzer, mutsuz kılar.
Bilindiği üzere ülkemizde iki tür elektrik tarifesi var. Biri EPDK’nın onayladığı Ulusal Tarife olarak adlandırılan sabit fiyatlı tarife, diğeri ise Piyasa Takas Fiyatı ile oluşan değişken fiyatlı tarifedir.
Eğer ulusal tarifede tek tip bir tarife modeli olsa son dönemde yapılan SKTT limitlerinin değişimini makul görülebilir. Ancak ulusal tarifenin detayına girdiğinizde bir kısmı teknik gereklilik içeren kalemler ve farklılıklar olsa da azımsanmayacak ölçüde tarife çeşitliliği var.
Teknik gereklilik olarak tanımlayabileceğim hususlar şunlar: Orta Gerilim – Alçak Gerilim ayrımı, Tek Terimli – Çift Terimli olma durumu ve Görevli Tedarik Şirketinden Enerji Alan İletim Sistemi Kullanıcıları – Dağıtım Sistemi Kullanıcıları ayrımı gibi.
*
Sosyal adaletin tesisi için oluşturulan tarife grupları için ise; Sanayi Tarifesi, Kamu ve Özel Hizmetler Sektörü Tarifesi, Mesken, Tarımsal Faaliyetler Tarifesi, Aydınlatma Tarifesi bulunmaktadır. Belki şaşıracaksınız ama Şehit Aileleri ve Muharip Malul Gaziler için ayrı bir tarife var. Bu tarife güncel olarak KDV hariç 89 kuruştan ücretlendiriliyor.
Sosyal adaleti sağlamak için dezavantajlı grup olarak nitelendirilebilecek maddi olarak pozitif ayrımcılık yapılabilecek engelliler, emekliler, eşini kaybetmiş hanımefendiler ve benzeri durumdakilerle ilgili bir tarife yok. Sadece Şehit Aileleri ve Muharip Malul Gaziler düşünülmüş. Diğerleri göz ardı edilmiş. Eğer pozitif ayrımcılık yapılacaksa diğer dezavantajı gruplar için de bir düzenleme gerekmez miydi?
Mesela emeklinin oturduğu evinden Belediyesinin Emlak Vergisi alınmamasını sağlayan düzenleme veya engelli bireylerin ödeyeceği su parası ücretinde indirim yapılması sağlanan düzenleme veya ulaşımda öğrenciler ve 65 yaş üstü vatandaşlar için indirimli tarifeler düzenlemeleri varken elektrikte sadece Şehit Aileleri ve Muharip Malul Gaziler için düzenleme yapılmış olması bir eksiklik değil mi?
*
Şimdi Ulusal tarifenin Mesken tarifesindeki bir detayı sizlerle paylaşacağım. Bir mesken abonesi günlük 8 yani aylık 240 kWh enerji sınırına kadar ayrı bir ücretlendirmeye tabi tutuluyor. Aylık bu sınırı geçerseniz üstünü, yalnızca üstünü farklı daha pahalı bir tarifeden ödüyorsunuz. Konunun daha iyi anlaşılması için güncel birim fiyatları da paylaşayım: aylık 240 kWh altı KDV hariç 1,86 – aylık 240 kWh üstü KDV hariç 2,76. Yani SKTT limitleri değiştirilmesinden önce de var olan bir düzenleme mevcut. Bir abonenin aylık 240 kWh enerji tüketimine makul gören bir düzenleme bu. Peki, şimdi akla şu soru gelmiyor mu: Neden 240 gibi bir limit tanımlanmışken yıllık 5000 ve aylık 417 kWh limitlerini SKTT limit kapsamına alıp bir belirsizlik oluşturuyoruz? Aynı tarifeye ikinci bir limit oluşturup yine ulusal tarife içerisinde sorun çözülebilecekken bu çözüm tercih ediliyor?
Bu arada meskendeki kademeli tarifenin bir benzeri Kamu ve Özel Hizmetler Sektörü Tarifesinde de var. Aylık 900 kWh altı KDV hariç 3,86 – aylık 900 kWh üstü KDV hariç 4,46 TL olacak şekilde düzenleme zaten mevcut.
*
Yazı serimi, yine aynı soruyla sonlandırıyorum.:
Yapılan SKTT limitleri değişikliği ile gerçekten ana amaç hâsıl oluyor mu?
Saygılarımla.
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.