Batı zihniyetinin doğu toplumu üzerinde etkili olduğunu düşündüğümüz yazı dizimizde bugün sizlere “Hukukun Üstünlüğü, Adalet!” konusu hakkındaki düşüncelerimizi aktarmak istiyorum.
“Hukukun Üstünlüğü” yani adalet. İnsan ve toplumsal barışın anahtarı adalettir. Bizler hukukun üstünlüğü ilkesine ne kadar sadakat ile inanıyorsak Batı düşüncesi de o derece samimiyetsizdir. Kendi menfaatleri ile ters düşen bir kararı asla kabullenmezler. Hakim güç daima onlardır. Ayrıca hukukun kuralları bugün güçlünün istediği kanunları uyguladığı bir düzene dönüşmüştür. Balzac “Kanunlar örümcek ağları gibidir; zayıflar ağa yakalanır, güçlüler ise ağı delip geçer” diyerek batının adalet anlayışını çok güzel ifade etmiştir.
Yanlış kantar ile doğru sonuç alınamaz. Tabi ki bazı vicdanlı batı insanını bu konuların dışında tuttuğumuzu da söylememiz lazım.
Gün gibi açık olaylar dahi adalet, Hukukun üstünlüğü diyerek örselenmiş ve üzeri kapatılmıştır. Sözde adalet temsilcisi olan AHİM’in Balkanlarda, Bosna’da, ülkemizin yaşadığı 28 Şubat süreçlerinde, PKK’lıların Avrupa mahkemelerinde ve hatta KKTC, Rum kesimi hakkında verdiği kararlarda açıkça gördük. Halen Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde yaşayan Müslüman azınlık kendi müftülerini seçememektedir. Yunan hükümeti istediği müftüyü atamaktadır. Hemen her gün İsrail askerlerinin mazlum Filistinlilere yaptığı korkunç işkence ve saldırılar “Hukukun Üstünlüğü” prensibi ile bir de mahkemelerce katledilmektedir. Çoluk çocuk ağır silahlarla soykırıma tabi tutulan Filistinliler bu zihniyetçe suçlu bulunmaktadır. Başlı başına Filistin bile Batı anlayışının gerçek yüzünü göstermeye yetmektedir.
Dünyanın mazlum kıtası Afrika ise adeta sömürge ülkelerinden oluşturulmuştur. Batı insanı bu kıtada yaşıyanları günümüzde dahi insan kabul etmemektedir. Sömürgeye dönüştürdükleri bu ülkelerde kendi halklarını koruyucu kanunlarla muhafaza ederken, yerel halkın köleleştirilmesine müsaade etmeye devam etmektedirler.
Adalet saraylarında Müslümanlar aleyhine alınan aleyhte kararlar ve medya gücüyle oluşturulan islamafobi ile Müslümanlar terörist ilan edilmişlerdir. Dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan Müslüman halklar batı zihniyetinin mahkemelerince suçlu ilan edilmeye devam edilmektedir.
Adaletin olmadığı bir dünyada hiç birimizin huzur beklemeye de hakkı yoktur. Bizler vicdanı hür insanlar olarak en çok adil olmamız lazım. Batının adaletsizliği yanında adilmiş gibi görünme pişkinliği bizi daha çok adil yapmalı….
Devam edecek
1971 yılında Sakarya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Adapazarı’nda tamamladı. Halkla ilişkiler ve medya mezunu olan Abdülkadir Şen evli ve 2 çocuk babasıdır. 1999 depremi sonrası Beton Santrali Müdürü olarak 7 yıl görev yaptı. 2007 yılında Sakarya Kültür ve Sosyal Yardım Vakfı ( SAKVA)'nda Yönetim Kurulu Üyesi ve idareci olarak bulundu. Seyahat etmeyi seven Abdülkadir Şen’in yaptığı seyahatlerinden derlediği FAS ve BALKANLAR’ı anlattığı yayımlanmış 2 gezi/anı kitabı, Kurtuluş savaşı kahramanlarından Kazım Çavuş'un savaş hatıralarını yazdığı bir kitabı vardır. Sakarya merkezli yayın yapan Zafer Dergisinde ve Yeni Sakarya Gazetesinde yazıları çıkmaktadır. Halen Sakarya ili Adapazarı ilçesinde hayatını sürdürmektedir.