Yenilenebilir enerji kaynakları, iklim krizini aşmak ve çevre hedefleri tutturmak için önemli olsa da istikrarlı bir enerji arzı sağlamak çok zor ve mutlaka üretimin yoğun olduğu saatlerde üretilen enerjinin depolanması gerekiyor. Enerji depolaması için yapılacak yatırımlar stratejik yatırımlar ancak fizibl değil.
Bilhassa son dönemde teknoloji devlerinin peşi sıra nükleer enerji anlaşmaları yaptığına şahit oluyoruz. Bu teknoloji devleri çevre ve iklim krizi konusunda yaptıkları yayınlarda/paylaşımlarda mangalda kül bırakmıyorlar. Ama enerji ihtiyacı konusunda gözlerini kapatıyorlar. Tamam, temiz enerjiye geçişte nükleer enerjiye düşen pay unutulmamalı, ama neredeyse nükleer enerjiyi “yenilenebilir enerji” kapsamına sokacaklar.
Birçok gelişmiş ülke de hâlihazırda yeniden nükleer enerji santralleri geliştirmeye başlamış durumda. Son yıllarda devreye giren yeni nükleer enerji santralleri, aynı zamanda eskiyen tesislerin devreden çıkmasıyla dengelenmiş durumda. Son 20 yılda 107 reaktör kapatılırken, 100 yeni reaktör faaliyete geçti.
Teknoloji devleri ise son yıllarda yapay zekâ teknolojilerinde yaşanan büyük ilerlemelerde şirketlerinin enerji ihtiyaçlarını karşılayabilmek için nükleer enerjiye yönlendi.
Microsoft ve Google gibi devler, veri merkezlerinin enerji ihtiyacını karşılamak için Amerika’daki nükleer enerji tedarikçileriyle anlaşmalar yapıyor. Bu merkezler, üretken yapay zekâ uygulamalarının arkasındaki yapay zekâ modellerini eğitmek ve çalıştırmak için önemli roller üstleniyor.
Amazon, Dominion Energy ile 500 milyon dolarlık bir anlaşma yaparak küçük modüler reaktör geliştirilmesi hususunda anlaşmaya vardı.
Google da küçük modüler reaktörler (SMR) geliştiren Kairos Power ile bir anlaşma yaptı. Google da yapay zekâ gelişimi için nükleer enerjiye yöneldi.
Ama asıl sorun şu: Bunu yaparken nükleer enerjiyi farklı bir konumda değerlendiriyor olmaları.
Google Enerji ve İklim Direktörü Michael Terrell, “Şebekenin, bu tür temiz ve güvenilir enerji kaynaklarına ihtiyacı var” açıklamasını yapıyor.
Microsoft, Three Mile Island nükleer santralinde beş yıldır kullanılmayan bir reaktörü yeniden faaliyete geçirmek için Constellation firmasıyla bir anlaşma imzaladı.
Hâlbuki bu santral, 1979’da ABD tarihindeki en ciddi nükleer erime ve radyasyon sızıntısının yaşandığı yer olarak biliniyor. Bu girişim ülkemizde olsa, çevre dernekleri o bölgede kuş uçurtmaz(!) ve projeyi engellerdi.
*
Yapay zekânın sadece küresel karşılığına küçük bir örnek vermek istiyorum: Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’nın bir raporuna göre, veri merkezleri, kripto para sektörü ve yapay zekâ nedeniyle küresel elektrik tüketiminin 2022’de 460 teravat-saat iken, 2026’ya kadar 1.000 teravat-saati aşması bekleniyor. Diğer taraftan 2050 yılına kadar küresel elektrik enerjisi üretim kapasitesinin %50 ila %100 arasında, elektrik üretiminin ise %30 ila %76 arasında artmasının beklendiğini belirtiyor.
Nükleer enerjiye birçok çevreci grup; tehlikeli çevresel etkiler ile güvenlik risklerini gerekçe göstererek ve gerçek bir yenilenebilir enerji kaynağı sunmadıklarını ifade ederek karşı çıkıyor.
Çevre kuruluşu Greenpeace, internet sitesinde “Nükleer enerji inanılmaz derecede pahalı, tehlikeli ve inşası yavaş bir proje” diyor.
Nükleer enerjinin karbon salınımı yapmaması olumlu bir özellik olarak öne çıksa da, bu teknolojinin yavaş ve maliyetli inşa süreci çevrecilerin tepkisini çekiyor.
Ancak nükleer enerjiyi savunanlar, bu enerjinin neredeyse karbon salınımı olmayan bir elektrik kaynağı olduğunu ve GES/RES gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha güvenilir olduğunu söylüyor.
Ne yazık ki, nükleer enerjiye dönüş yeniden başladı. Çin başta olmak üzere birçok ülke, yenilenebilir enerji kaynaklarının kesintili üretimini dengelemek için önümüzdeki yıllarda yeni nükleer santraller inşa etmeyi planlıyor.
Ancak gerçek şu ki; nükleer enerji, yenilenebilir enerji kaynaklarına makul bir alternatif değil.”
*
Dünya Nükleer Derneği’ne (WNA) göre bugün dünya genelinde 33 ülkede yaklaşık 440 nükleer enerji reaktörü faaliyette ve bu reaktörlerin toplam kapasitesi 390 GWe seviyesinde bulunuyor. 2023 yılı itibarıyla bu tesisler, küresel elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 9’unu oluşturuyor.
16 ülkede 60 nükleer güç reaktörünün inşaatı sürerken, nükleer enerji programlarına sahip ülkelerin birçoğu yeni reaktörler inşa etmeyi planlıyor. Geleceğe yönelik olarak, dünya genelinde 90 yeni nükleer reaktör planlandı ve bunun yanı sıra, 300’den fazla reaktör ise öneri safhasında süreçleri devam ediyor. Bu projelerin çoğu Asya’da ve bu ülkelerindeki hızla artan elektrik talebine cevap vermesi hedefleniyor.
İşte nükleerdeki açmazlar bunlar.
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.