1
Yeni bir ortama merhaba.
Öyle ki gerçek hayattaki enerjiyi artık yazıya dökme zamanı.
Bu köşeye “enerji günlüğü” demek geldi içimden, çünkü enerji ile ilgili her gün o kadar çok şey değişiyor ki bir günlük tutsanız her güne yazacak konular ve olaylar gerçekleşiyor.
Bu ortamda enerji ile ilgili güncel konuları; gerek bir mühendis, gerek enerji üreticisi, gerek enerji yatırımcısı mantığı ile paylaşmak, bilgilendirmek ve daha çok bilgilenmek, geri dönüt almak niyetiyle bu yazıyı ve bundan sonraki yazıları kaleme alacağım.
Sanayi devrimi sonrası fosil yakıtlara dayalı enerji üretimi ile uzun bir dönem geçirildi. Yarı iletken teknolojisi birçok icada yön verirken belki de en son enerji sektörü payını aldı bu gelişmelerden…
Yenilenebilir enerji kaynakları bu yoğunlukta gündemimizi işgal etmeden önce, enerji üretmek; mutlaka bir doğal kaynağa ihtiyaç olduğu düşüncesiyle herkesin, her bireyin, her devletin erişebileceği bir varlık olmaktan öte bir şeydi. Ancak günümüzde bilhassa güneş enerjisi üretimi ile herkesin rahatlıkla erişebildiği ve üretebildiği bir varlık haline geldi. Kimileri evinin, kimileri iş yerinin fabrikasının çatısında veya bahçesinde veya uzak mekânlarda bir güneş tarlası ile enerjisini üretiyor ve kullanıyor hale geldi.
Artık bazı ülkeler, yılın belirli zamanlarında fosil yakıt tüketmeden günlük tüm enerji ihtiyacını yenilenebilir enerjiden temin ediyor. Minimize edersek, bazı sanayi kuruluşları tükettiği enerjinin tamamını yenilenebilir enerjiden temin ettiği “sıfır karbon” hedeflerine ulaştı veya ulaşmak için gün sayıyor. Gelecekte bu unvanı kazanan firmaların kendi sektöründe ayrıcalıklı olacağını ve bunun firmalarının gelişimine soyut destekleri olacağını görüyoruz.
Gelecek öngörüleri ile bu başlangıç yazımızı nihayetlendirelim: Nasıl ki bundan 20 sene önce güneş enerjisi santrallerinin kurulması üst düzey bir hamle olarak değerlendiriliyordu ve bugün herkesin ulaştığı bir noktaya geldi. Bundan sonraki çıta, enerjinin depolanması olacaktır ki, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bu konuda ilk ön lisansların verilmesi konusunu çalışıyor. 50 sene sonrasının gündemi ise, bireysel enerji üretimleri yaygınlaşıp ürettiği enerjinin fazlasını tüketmek üzere nasıl kullanılacağı konusu olacağını düşünüyorum.
Sevgi ve saygılarımla…
Sağlıcakla kalın.
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.