Bugün sizlerle nükleer enerji konusundaki zihin karışıklığına çözüm bulmak istiyorum.
Nükleer Enerji Santrallerinde, nükleer reaksiyonlardan elde edilen yüksek yoğunluklu bir enerji bulunmaktadır ve diğer enerji kaynakları ile kıyaslandığında çok daha fazla enerji üretir.
İşte bu yüksek performans nükleer enerjiye yönelimi arttırırken, nükleer enerjinin güvenlik tehdidi güncelliğini korumaktadır. Bu enerjinin üretimi esnasında herhangi bir kaza ile karşılaşıldığında büyük kitleleri etkileyecek ve insan sağlığı üzerinde uzun süreli olumsuz etkiler oluşturması büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır.
Öncelikle yüksek performanslı işlerde ve cihazlarda her zaman için sıra dışı bir risk vardır bunu böylece kabul etmek gerekir.
Örneğin bir otomobille yolculuk yapıyorsanız, olası bir kazada sorun yaşama riskimiz araç trafiğine kapalı bir ortamda yayan dolaşmaya göre çok daha fazladır. Uçak ile seyahat ediyorsanız olası bir kazadaki riskiniz otomobille yapacağınız bir kazaya göre çok daha fazladır. Bu risklerin fazlalığı bizleri yaya yerine otomobil kullanmak ya da otomobil yerine uçak ile seyahat etme hususunda engellemez.
Tabii risklerin fazla olduğu ortamlarda daha az riskli pozisyonlara göre, üst düzey tedbirler alınması beklenir. Örneğin otomobillerde lastiklerin değişimi için bazı kilometreler sınır olarak belirtilse de bazı araç sahipleri lastik kullanılamaz hale gelene kadar lastik değişimini yapmazlar ama uçaklarda lastik değişimi 500 iniş ve kalkışa dayanıklı olduğu bilinse bile havayolu şirketleri 200-300 inişe kadar aynı lastiği kullanır.
Tabii ki bu nükleer santrallerdeki alınan tedbirler hidroelektrik santrallerde, güneş enerji santrallerinde veya jeotermal santrallerde alınanlardan kat ve kat fazladır buraya ayrılan bütçe oldukça yüksektir.
Kendi risk düzeyine göre gerekli tedbirlerin alındığı bir Hidroelektrik santralde de olağanüstü durumlar oluşabilir, bazen can kayıplarına, bazen bir yerleşim bölgesinin yok olmasına sebebiyet verebilir. Ama bunların hiçbiri o enerjiden faydalanmamıza engel olmaz.
Nükleer enerji halk nezdinde bilinmeyenleri diğer enerji santrallerine göre fazla olması, Çernobil Kazası olayının hafızalarda hala taze olması negatif etki bıraksa da tüm gelişmekte olan ülkelerin büyük enerji ihtiyacını kapatma çabasının parçası olan NGS (Nükleer Güç Santrali) kullanılmaya devam edecektir.
Şu anda Gelişmiş ülkeleri içinde barındıran Avrupa’nın NGS’den vaz geçmesinin arka planında, nükleer enerjinin tehdidi değil, artmayan enerji ihtiyacını yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılayabilmesi vardır.
Bir de her toplumsal faaliyeti masum sanmayalım. Türkiye’de su kayıplarının azalması için isale hatlarının yenilenmesini savunan uluslararası bir vakfın Türkiye Temsilciliği’nin sponsorunun Boru Fabrikaları olduğunu öğrendiğimiz günden bu yana sorgulamaya, daha fazla sorgulamaya ihtiyacımız olduğunu gördük.
Bu arada Akkuyu NGS’de en büyük avantajımız, Rusya gibi bir partnerimizin olması. NGS alanında Rusya dünyanın en eski, en tecrübeli ülkesi ve bu tecrübesini bu projede hem uygulayarak, hem de Türk teknik kadroları yetiştirerek desteklemesi çok değerli.
Enerjimiz bol olsun.
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.