Bu soru bir makale olmasından öte, birçok ülkede bir akademik araştırma konusu olmuş ve birçok kriterin tercihleri nasıl etkilediği yorumlanmıştır. Elektrikli araç talepleri veya tercihleri üzerine çalışmalar incelendiğinde bu çalışmalarda yıllara ve ülkelere göre çok farklı sonuçlar elde edilmiştir.
Bilinen ilk çalışma 2006 yılında Amerika’da ortalama gelir düzeyi, vergi teşvikleri, yakıt fiyatları ve yıllık yapılan km değişkenlerinin hibrit elektrikli araç taleplerini etkilediği tespit edilmiştir.
2011 yılında, Çin’in Nanjing şehri’nde yapılan elektrikli araç tercihi için yapılan araştırmada hanede sahip olunan ehliyet sayısı, araç sayısı, devlet politikaları ve yakıt fiyatlarının etkili olduğu tespit edilmiştir. Elektrikli araçlarını erken alabilecek olunabilmesi için ise; akademik derecesi, yıllık geliri, araç sayıları, devlet politikaları, akran görüşleri ve vergi avantajlarının etkili olduğu görülmüştür.
Norveç’te 2013 yılında yapılan araştırmada, elektrikli araç kullanıcıları, çoğunlukla 30-50 yaş aralığında, erkek, yüksek eğitimli ve gelirli, şehirlerin çevresinde yaşayan ve birden fazla araca sahip iken; hibrit elektrikli araç kullanıcıları daha ziyade 50-60 yaş aralığındaki erkeklerden oluştuğu görülmüştür. Çalışmalarda, elektrikli araç kullanıcılarının çoğunlukla her gün işe gidip gelen, geleneksel araçlara ek olarak elektrikli araç kullananlar oldukları; Norveç’te elektrikli araçlara sağlanan KDV muafiyeti, ücretsiz park olanağı, otobüs şeritlerinin kullanılabilirliği, ücretli yollarda ücret muafiyeti, düşük yol vergisi, düşük kurumsal araç vergisi gibi teşviklerin elektrikli araç kullanımını pozitif etkilediği görülmüştür.
Malezya’da 2013 yılındaki çalışmada hibrit araç kabulü için; ekonomik sürüş (düşük kullanım maliyeti), çalışma ve yaşam tarzı ile uyumluluk, çevrecilik, devlet desteği (satışta, yakıtta ve vergi olarak) etkili olduğu görülmüştür. Ayrıca 29-39 yaş grubundaki yüksek gelire ve eğitime sahip olan erkeklerin hibrit tercihinin daha fazla olduğu görülmüştür.
Yine Malezya’da 2015 yılında yapılan çalışma sonucunda sosyal etkilerin, otomobil performansının, finansal faydanın, çevresel kaygıların, altyapı yeterliliğinin, kamusal desteklerin elektrikli araç tercihini pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir.
2015 yılında Polonya’da yapılan alternatif yakıtlı (hibrit, plug-in hibrit ve elektrikli) araç tercihinde sürüş menzili ve şarj süresinin tercihler üzerindeki etkisinin belirgin olduğu gözlenmiştir. Yeni araç alıcıları, ikinci el alıcılarından daha fazla ödeme yapmayı kabul edebilmek ve hızlı şarj altyapısının kullanılabilirliği için şarj süresinin bir saat kısaltması pahasına neredeyse bir kat daha fazla ödeme yapmayı kabul edebilmektedir.
2017’deki Tayland çalışmasında elektrikli araç satın alma istekliliğinin performans (güvenlik, maksimum menzil, güç, şarj süresi ve güvenilirlik), çevresel kaygı ve elektrikli araca ekstra ücret ödeme ile ilişkili olduğu görülmüştür.
2018 yılında Çin’in Beijing, Shanghai, Guangzhou ve Shenzhen şehirlerinde yapılan çalışmanın sonucunda erkek ve yaşlı olmanın tüketicilerin elektrikli araç satın alma niyetini negatif etkilediği; evli olmanın, çevresel kaygının, devlet desteklerinin, elektrikli araçların performansının, network dışsallığının, elektrikli araç fiyatlarının kabul edilebilir düzeyde olmasının ise pozitif etkilediği tespit edilmiştir. Öte yandan gelir, eğitim düzeyi ve araç sahipliğinin anlamlı etkilerinin olmadığı bulunmuştur.
Avusturya’da 2018 yılında yapılan çalışma sonucunda elektrikli araç kabulünde psikolojik ve sosyo-demografik faktörlerin önemli rolünün olduğu, devlet teşviklerinin fazla olduğu bölgelerde yoğunlaştığı; kabul-etmemede ise bireyci ve daha düşük-eşitlikçi dünya görüşü ile daha az çevreci ve teknoloji kabulünün etkili olduğu tespit edilmiştir.
2019 yılında Japonya’nın Soka şehrinde yapılan çalışma sonucunda yakıt ekonomisine daha duyarlı tüketicilerin hibrit elektrikli araç satın alma eğilimlerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
2019’de Çin’in Pekin şehrinde yapılan çalışma sonucunda tutum, algılanan davranış, bilişsel statü, ürün algısı ve parasal teşvik politikalarının tüketicilerin elektrikli araç alma niyetlerini pozitif etkilediği tespit edilmiştir. 2020 yılında Çin genelindeki çalışma sonucunda tüketicilerin sadece üçte birinin teşvik politikaları hakkında bilgisinin olduğu; yarından fazlasının ise bu politikalar hakkında çok az bilgisinin olduğu görülmüştür. Tüketicilerin politikaları tercih sıralamasının ise; şarj etme, sürüş, araç tescili ve satın-alma teşviki politikaları şeklinde olduğu tespit edilmiştir.
Ülkemize gelirsek;
Bilinen ilk çalışma, 2010 yılında ülke genelinde yapılmış ve bu çalışmada gelir, eğitim düzeyi, cinsiyet (erkek), küresel ısınma kaygısı, alternatif enerji kaynaklarına karşı olumlu tutum ve risk severlik elektrikli araç tercihini olumlu etkilemiş olduğu görülmüştür. Otomobil sayısı, araç performansına verilen önem ise bu tercihleri olumsuz etkilemiştir.
2019 yılında Adana ve Mersin illerinde yapılan çalışma sonucunda alternatif yakıtlı araçların alış fiyatının %25 artması, yakıt maliyetinin %50 azalması bireylerin mini araç satın alma ihtimallerinde %16 azalmaya, orta/büyük araç satın alma ihtimallerindeyse %19 artmaya neden olduğu gözlenmiştir. Alternatif yakıtlı araçların alış fiyatı %25 artar, CO2 emisyonu %50 azalırsa bireylerin mini araç satın alma ihtimallerinin %16 ve orta geniş araç alma ihtimallerininse %15 azalma eğiliminde olduğu, buna rağmen SUV araç satın alma ihtimallerinin de %13 artma eğiliminde olduğu belirlenmiştir. Devlet teşvikinin olması durumunda ise bireylerin alternatif yakıtlı araç satın alma olasılığının %3 oranında artacağı tahmin edilmektedir.
2020 yılında Bursa ve çevre illerindeki tüketici tercihlerinin, aracın güvenli ve çevreci olduğunun vurgulamasına dair reklamlardan etkilenmediği, tüketicilerin zaten bu araçların güvenli ve çevreci olduğu fikrine sahip olduğu gözlenmiştir. Elektrikli araçlara karşı olumlu tutum sergileyen tüketicinin elektrikli araçları faydalı, kolay, güvenli, kendisine artı bir imaj sağlatan ve çevreci olarak gördüğü belirlenmiştir.
Elektrikli araç literatürü bir bütün olarak incelendiğinde, çalışmalarda çok çeşitli değişkenlerin kullanıldığı görülmektedir. Bu değişkenleri finansal değişkenler (gelir, devlet teşvikleri/vergi avantajları, yakıt ekonomisi/sürdürme maliyetleri, satın alma maliyeti), sosyo-demografik değişkenler (yaş, cinsiyet, eğitim durumu, medeni durum, meslek, hane halkı büyüklüğü, hane halkı ehliyet sahipliği/sayısı, araç sahipliği/sayısı, yaşanılan şehir/bölge, müstakil ev sahipliği), araçla ilgili özellikler (performans, güvenlik, yıllık yapılan km, menzil, şarj süresi, şarj etme altyapısı, aracın piyasa payı, sürüş keyfi), teknolojik ve sosyal kabul (çevreci olması, yeniliklere açıklık/teknoloji kabulü, akran görüşleri/yaşam tarzı/statü sağlama) olarak sınıflandırmak mümkündür. Öte yandan en çok tercih edilen değişkenlerin teşvikler, yakıt ekonomisi, gelir, akran görüşü, yaş, çevreci olma ve sürdürme maliyetleri olduğu görülmektedir.
Konuyu daha detaylı incelemek isteyenler için şu linki önerebilirim:
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2085240
Sağlıcakla kalın.
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.