1982 yılından bu yana denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan “KPMG Türkiye” ile Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark’ta kurulu “APLUS Enerji”, Eylül ayı içerisinde enerji sektörüne dayalı bir rapor yayınladılar.
Öncelikle, kişinin çalıştığı alanla ilgili bu ve benzeri derlenmiş, toplanmış ve sektörü yorumlama fırsatı sunan içerikler ve çalışmalar insanı heyecanlandırıyor.
300 sayfaya yakın rapor, Türkiye’nin enerji alanındaki tüm detaylarına ayrı ayrı eğilmiş.
Elektrik piyasasına, elektrik üretimine, dağıtım ve perakende sektörlerinin durumuna, yenilenebilir enerji çalışmalarına, doğal gaz piyasasına, sektördeki gelişmelere hepsine ayrı ayrı değinilmiş ve özenle rapor oluşturulmuş.
Enerji sektöründe çalışanlar, bu rapordan bazı alıntılar yaparak muhtelif haberler ve köşe yazıları oluşturuyorlar. Kimileri elektrik üretimindeki kamu payının azalmasına dikkat çekerken, kimileri komşu ülkelere yaptığımız elektrik ithalatı ve ihracatı konularına eğiliyor. Bazıları ise elektrik tüketiminin en çok hangi tüketici grubu tarafından gerçekleştirildiği detaylarına değiniyor.
*
Benim en çok dikkatimi çeken çalışma ise Türkiye Ulusal Enerji Planı değerlendirmeleri oldu.
Bu bağlamda, daha önce aşağıda belirteceğim hususlarda herhangi bir fikri olmayan, ancak zaman zaman sohbet ortamlarında soru olarak karşıma çıkan bazı hususları sizlerle detaylı paylaşmak istiyorum.
Öncelikle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de enerji tüketimi içindeki elektrik enerjisi tüketim payı her geçen gün artıyor.
Hatırlarsanız, Amerika Birleşik Devletleri’nde bazı eyaletlerde yeni yapılan binalara doğalgaz tesisatının çektirilmediği, tüm enerji ihtiyacının elektriksel olarak karşılanacağı kararlar alındığı detaylarını paylaşmıştım.
Elektrik enerjisinin nihai enerji tüketimi içerisindeki payının 2020 yılındaki %21,8’den 2035 yılında %24,9’a yükselmesi beklenirken, 2053 için bu oranın %55,6’ya ulaşması bekleniyor.
Bu tür detaylar insanı ürkütüyor. Ancak geniş perspektiften bakınca, yenilenebilir enerjideki hızlı artış ve kolay, çevreci, yatırımının hızla geri döndüğü proje ve yatırımların artışı bunu mümkün kılıyor. İşin ütopyasında, ürettiği enerjiyi tüketmek için yer arayacak insanoğlundan bahsetmiştim bu geçişi ve dönüşümü anlatırken.
Yani Türkiye’de bile yüzde yirmilerden yüzde ellilerin üzerine çıkması planlanan bir elektrik enerjisi kullanımı öngörülüyor. 2035 yılına kadar her yıl %3,5’lik elektrik enerjisi tüketiminde artış öngörülürken, 2035 sonrası her yıl %5,2’lik bir artış öngörülüyor.
Bu artışın, tabii ki doğalgaz ve kömürden karşılanması öngörülmüyor. 2053 hedefinde ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimi içindeki payının %69,1’e yükseleceği öngörüsü birçok şeyi izah ediyor.
Önümüzdeki yazılarda bu rapordaki bazı detayları ve üzerine yapacağım yorumları sizlerle paylaşacağım.
Her şey gönlünüzce olsun.
1969 yılında Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğretimini Adapazarı’nda, Lise eğitimini Sakarya 1. Endüstri Meslek Lisesinde (Elektrik Bölümü) tamamladı. Lisans eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İlk Yüksek Lisans eğitimini Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsünde “Yüksek Mühendis” unvanını alarak, ikinci Yüksek Lisans eğitimini ise Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde İşletme bölümünde “İşletme Bilim Uzmanı” unvanını alarak tamamladı. Askerliğini kısa dönem olarak Ankara’da ve Manisa’da yaptı. Çalışma hayatına 1991 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda başladı, Sivas, Tekirdağ ve Sakarya illerinde Teknik Öğretmen ve Yönetici olarak vazife yaptı. 2004-2007 yılları arasında Adapazarı Merkez Belediyesi’nde Teknik İşler Başkan Yardımcısı, 2007-2014 yılları arasında Sakarya Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nde Genel Müdür Yardımcısı ve 2021-2022 yılları arasında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görev aldı. Halen Elektrik Makine ve Malzeme İkmal Daire Başkanı olarak vazife yapmaktadır ve bu daire sorumluluğunda kuruma ait 6 HES ve 1 GES işletmeciliği yapılmaktadır. 2017-2024 yılları arasında Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Sakarya Şube Başkanlığı’nı yürütmesinin yanında yerel ve ulusal ölçekli derneklerde muhtelif görevlerde bulunmuştur. 2015 yılından bu yana “Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı" da yapmaktadır. Telekomünikasyon alanında Cem SERTEL ile birlikte kaleme aldığı “Haberleşme Tekniği-1” kitabı halen lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.
